Seçim olsun ama hep ben kazanayım!
Parlamenter demokrasinin, seçim yasalarının olanakları içinde iktidara gelen Erdoğan giderek “yarı Putinleşme” eğilimine girdi.
23. yılına giren iktidarının 15 yılı dolduğunda MHP’nin desteği ile geçtiği “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni de Beştepe’de mukim bir “tek adam” yönetimi kıvamına getirdi. Bu sistemde bakanlar adeta “sekreter”. Parlamento, “onay makamı”.
“YARI PUTİN’LEŞME”
“Yarı Putinleşme”den kastım şu; “seçim olsun, karşımda rakip de olsun ama yine de kazanan hep ben olayım” modunda Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bu eğilimi aslında daha şimdiki sistemden önce, 2015 Haziran genel seçimlerinde tek başına iktidarı kaybedince ortaya koydu. Ne yaptı etti, Kılıçdaroğlu’nu da Davutoğlu üzerinden manipüle ederek “istikşafi görüşme” tuzağına düşürüp vakit geçirip tekrar seçime gitti ve yeniden çoğunluğu sağladı. Askeri ve sivil bürokrasiden, üniversitelerden, adliyeden FETÖ marifetiyle Atatürk Türkiyesi’ne bağlı simaları tasfiye ederek sonra da onlarla baş başa kaldı ve 15 Temmuz ile birlikte tasfiye etti. Bir kısmının yurtdışına çıkmasına göz yumuldu (yoksa binlerce FETÖ’cü nasıl çıkacaktı kaçak iken sınır dışına?), biat edenleri kapsama alanına aldı, bir kısmını da adliye marifetiyle etkisizleştirdi. 15 Temmuz, tek adam yönetiminin önünü açtı. “Yarı Putinleşme” 2019 İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminde de kendisini gösterdi. 13 bin oy seçilmek için yeterli görülmedi! Haydi, tekrar seçim! 1 oyla, eşit oyda kura ile belediye başkanının seçildiği Türkiye, 13 bin farkın tekrar seçim nedeni olduğunu da gördü!
“Yarı Putinleşme”, 2013 cumhurbaşkanlığı seçiminde de kendisini farklı şekilde gösterdi; yüzde 40-60 muhalefetin önde olduğu seçimde ne yaptı etti karşısına aday olarak Kılıçdaroğlu’nun çıkmasını sağlayıp ikinci turda seçimi aldı (Kılıçdaroğlu da kendisini aday olarak dayatıp Erdoğan’ın işini kolaylaştırdı)!
İşte Erdoğan’ın hesapta her yarıştığı ama hep kazandığı bu sürece “seçimli otoriter sistem” diyoruz. Erdoğan, bu sistemde Putin gibi ya da Esad Suriyesi’nde olduğu gibi yüzde 90’larla değil de daha az çoğunlukla kazanıyor ama çeşitli dümenlerle hep kazanıyor, hiç kaybetmiyor!
SUNİ DENGE BOZULDU
Fakat CHP’deki 38. Olağan Kurultayda başlayan değişimle birlikte suni denge bozuldu! CHP Özel’in tabiriyle cam tavanı kırdı ve Türkiye’nin birinci partisi oldu yüzde 38 oy alarak. Halen de yapılan çeşitli ölçümlere göre yüzde 31-35 oyla birinci parti olma özelliğini sürdürüyor.
İKTİDARIN KAYYIM VE MALİ DARBE SİLAHLARI DEVREDE
CHP, 400’ün üzerindeki belediyesi (ki, 14’ü başta ilk beş büyük belediye de içinde olmak üzere büyükşehir) ile rotayı erken veya zamanında yapılacak ilk genel seçimde iktidara çevirmiş durumda. Yerel seçimlerde yazacağı başarı hikayesi, CHP’nin iktidara uzanmasında bir manivela olacak. Ne var ki, Erdoğan’ın “silkeleme” talimatı ile bir yandan mali darbe, bir yandan kayyım atamaları ve tutuklamalar, bir yandan Beşiktaş’a yapıldığı gibi gözaltı ve operasyonlar ile; yetki gaspları ve sözleşme iptalleri gibi uygulamalarla CHP’li belediyelerin çalışmalarına ket vurulmak isteniyor (Bu yazıyı Perşembe günü kaleme alırken Rıza Akpolat savcılık sorgusuna yeni........
© Muhalif
