menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İktidarı korumak için çılgınlaşanların Türkiye’ye kaybettirdikleri

16 15
11.04.2025

Ülkemizin iç gündemindeki yoğun gelişmeler içinde dış ilişkiler ve dış politika alanında neler oluyor, şöyle bir bakmakta yarar var. AK Parti iktidarı, daha doğrusu Erdoğan ve Beştepe’deki çevresinin şu sıralar tek derdi davası erken ya da zamanında yapılacak bir seçimde her türlü yolu mübah görmek suretiyle iktidarını sürdürmenin çarelerini aramak… İBB’ye ve CHP’ye kayyımı bile aklına getirecek kadar çılgınlaşan iktidar gençliğin lokomotif olduğu halk muhalefetinin çıkışıyla frene basmak zorunda kaldı. Ancak bu arada Türkiye’nin 1923’ten beri oluşan dünyadaki ve bölgemizdeki ağırlığı gittikçe azalıyormuş, 75 yıldır oturan çoğulcu demokrasi ve serbest seçimlerin Türkiye’ye kazandırdığı yumuşak güç aşınıyormuş, AK Parti iktidarının umurunda mı? Tek yoğunlaştıkları, demokrasi içinde geldikleri iktidarı, demokrasiyi bertaraf etme pahasına nasıl sürdürecekleri… (Aslında miadları çoktan doldu, 2023’te AK Parti parantezi kapanacaktı da… Neyse oraya girmeyeyim…)

Hepsine değil, birkaç noktaya mercek tuttuğumuzda dış ilişkiler ve dış politikasınn nasıl sefalete evrildiğini görmek mümkün iktidarın. Bu zorumuza gidiyor. Türkiye, içine düşürüldüğü bu durumları hiç ama hiç hak etmiyor! Sadece birkaç örnekle yetieceğim…

TRUMP’A ENDEKSLENEN ERDOĞAN’IN TUTUMUYLA ORTAYA ÇIKAN ZAFİYET

1)Trump ve Netenyahu Beyaz Ev’de bir araya geliyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı maytap geçerek üzeri kapalı tehdit edebiliyor! Düşünebiliyor musunuz? Hem dalga hem üzeri örtülü tehdit… “Senin Erdoğan’la ilişkilerin iyi, aramızı bul” diyor mealen Netenyahu. Bu ne demek? Yaralım karnını: “Bizim Suriye’de ne yaptığımıza asla karışmasın Ankara. Ayrıca Suriye topraklarında askeri üs kurmaya da kalkmasın” demek istiyor Netenyahu. Bu bir gerilim konusu, doğru… Zaten Dışişleri Bakanı Fidan da “İsrail ile Suriye’de karşı karşıya gelmek istemiyoruz.” demedi mi? (Trump’ın Büyükelçi olarak Ankara’ya atadığı yakın arkadaşı Lübnan kökenli ve Ortadoğu üzerine aileden derinlikli bilgi sahibi Tom Barrack onaylandığı birleşimde kısa keserek atladığı konuşmasının yazılı halinde Türkiye’yi küçük düşüren şu cümleleri kurma pervasızlığını gösterebildi ve maalesef buna karşı bir şey duymadık Ankara’dan:

“Bir sorunu kırbaçla çözebiliyorsam kılıcımı çekmem. Dilim yetiyorsa kırbacımı da şaklatmam.”

Trump da, adamı Barrack gibi hareket ediyor zaten, şimdilik dilinde bir şeyler geveleyerek durumu götürmeye, topu çevirmeye çalışıyor istediğini alabilmek için.)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın........

© Muhalif