“Bükemediği bileğe kelepçe taktılar!..”
Müstakbel cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı günden itibaren yurttaşlar başta Saraçhane olmak üzere anayasal ve yasal protesto haklarını kullanarak yurdun dört bir yanında meydanları, caddeleri dolduruyorlar. O günden beri her yer İstanbul, her yer direniş. Üniversiteliler, hatta liseliler ayakta; gençlik sel olup akıyor meydanlara… Protestoların özeti, “anayasal ve yasal zeminde ulusal direniş”.
12 EYLÜL CUNTASININ YAPTIĞI GİBİ!
Peki bu ulusal düzeydeki yasal ve meşru direnişin nedeni ne? Mesele İmamoğlu değil sadece; İmamoğlu bir simge. Meselenin en başında bu ülkede serbest seçimler; iktidarların seçimle gelip seçimle gitme hususundaki endişe geliyor. İktidar diyor ki mealen her tavrıyla, “seçim yaparım ama karşımda görmek istemediğimi seçime sokmam!” 12 Eylül cuntacıları da istemediklerini seçime sokmamıştı 1983’te. “İkinci Adam” İsmet İnönü'nün oğlu Prof. Dr. Erdal İnönü bile cuntadan veto yemişti! O zaman ne farkınız kaldı 12 Eylül cuntasından. Siz de şimdi araçsallaştırdığınız yargı marifetiyle aynı şeyi yapmaya kalkıyorsunuz!
AÇIK SEÇİK GİDİŞAT
Filmi geriye alalım… 1)Prof. Dr. Yalçın Akdoğan’ın yeni yılın başlarında Habertürk’te katıldığı canlı yayındaki ifadeleri, aslında yaşanan bugünlerin habercisi gibiydi. Mealen çok özetle şöyle diyordu eski başbakan yardımcısı: “Türkiye’nin içte ve dışta çok önemli sorunları var; bu sorunların üstesinden sadece ve sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan gelebilir. Çünkü Türkiye başka bir lider üretemedi.” Moderatör Mehmet Akif birkaç kez anayasayı hatırlatmak istedi konuğuna, yani, Erdoğan’ın erken seçim olmazsa görev süresinin sona erdiğini fakat her seferinde Akdoğan kesti sözünü, cümlesini tamamlamaya izin vermedi! 2)Binali Yıldırım, Akdoğan’ın konuşmasından fazla geçmeden İzmir’de “anayasa değişikliğini” işaret etti. 3)Nihayet 29 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan “Turpun büyüğü heybede” diyerek İmamoğlu’nun başına örülen çorabı deşifre etti!
İktidar otobana çıkıp vitesi yediye takmıştı! Bunu fark eden İmamoğlu ve partisi CHP de cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçim kampanyasının İzmir’deki ilk adımında vitesi yediye takmak durumunda oldu.
BEŞİNCİ YENİLGİ UFUKTA BELİRİNCE…
,İktidar, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde karşısındaki İmamoğlu’nu istemiyor, ondan çok korkuyordu. Erdoğan, İstanbul’da hem de arkasında bütün gücüyle, imkanlarıyla durarak onun karşısına kimi çıkarırsa çıkarsın hep kaybetmişti. Binali Yıldırım da, Murat Kurum da havasını alıp gitmişti. Beylikdüzü’ndeki ilk yenilgiden sonra üç kez de Büyükşehir’de kaybeden Erdoğan, beşinci kez de yenileceğini öngördüğü için yaşanıyor şimdi bütün yaşananlar. Bunun başka türlü bir izahı yoktur.
ÖĞRENCİLERİ ANLAMAK YERİNE GAZ VE SU SIKMAK YANLIŞINI YAPMAMAK LAZIM
Gözaltı sürecinde Saraçhane ve memleketin bütün meydanlarına, caddelerine yayılan protestolar İmamoğlu’nun tutuklandığı cumartesi günü bir başka boyuta sıçradı. O gün CHP’nin........
© Muhalif
