Ya benimsin ya ötanazi…
Dil, canlıdır. Zaman içerisinde gelişir, kendisini yeniler, değişebilir. Bir kelime bir başkasıyla yer değiştirebilir, bir kavram daha öncekinden farklı anlam ifade edebilir.
Bu değişim ve dönüşüm; bazen uzun zaman alır, bazen aniden olur.
Mesela biz yaşlarda biri “Babam; ‘Başarın beni mutlu edecektir.’ derdi.” derse, inanmayın. Muhtemelen baba “Muvaffakiyetin beni bahtiyar edecektir.” demiştir. Anlamı aynı olsa bile zaman içinde kelimeler değişmiştir.
Eskiden “Maddi değil” anlamında kullanılan “Duygusal sebepler” şimdi baş ve işaret parmaklarını birbirine sürtme hareketi eşliğinde söylendiğinde “Maddi” anlamına gelir. Kelimeler aynı olmakla birlikte anlam tam tersi yönde değişmiştir.
Çapulcu mesela; “Aslında başkasının malını alan, yağma, talan eden kimse, talancı, yağmacı, bunun fiil hali olan çapulculuk ise yağmalama, talan etme olarak tanımlanıyor. Gezi Parkı eylemleri sırasında Erdoğan, direnişçilere “3 – 5 çapulcu” deyince Beyoğlu’ndaki bir binanın üzerine birisi “Everyday I’m çapuling” yazdı (Türkçesi: Her gün çapulculuk yapıyorum) ve çapuling yeni bir anlam kazandı. Bu yeni haliyle kelime ‘demokrasiyi savunmak, çoğunluğun azınlığa tahakkümüne karşı direnmek’ oldu çıktı.”
Şimdilerde yeni bir dönüşüme tanıklık ediyoruz; Ötanazi.
***
Fransızca euthanasie veya İngilizce euthanasia "bir kimseyi acı çekmemesi amacıyla öldürme" sözcüğünden alıntıdır.
“Yaşamından umut kesilen, öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acısını bir an önce dindirmek amacıyla ve hastanın isteği üzerine, yaşamına bir hekimce son verilmesi biçiminde gerçekleşen ölüm” demektir.
Şu sıralar mecliste görüşülen kanun teklifinde “sokak hayvanlarının öldürülmesi” yerine “Ötanazi” denilmektedir.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, kanun teklifiyle ilgili yaptığı açıklamada, "Düzenleme, hayvanlarımızın bulundukları yerden alınması, sağlıklı barınaklarda bulundurulması ve güçlü bir şekilde sahiplendirilme anlayışı taşıyan bir özelliği taşıyor. Kuduz riski taşıyan,........
© Muhalif
visit website