Vahşi kapitalizm konuştu: “Rejim baskısından bana ne? Kazancıma bakarım.”
Yaklaşık iki ay önce önemli bir haber gündeme düştü. İngiliz Financial Times gazetesine göre ABD’nin özellikle kaya gazı ve petrolü arama ve sondaj çalışmalarında uzmanlaşmış şirketi Continental Resources, Diyarbakır va Trakya bölgelerinde petrol aramak ve işletmek üzere Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve Transatlantic Oil’le bir ortaklık anlaşması imzalamıştı. Financial Times’a göre “bu stratejik ortaklık Türkiye’nin bilinmeyen enerji potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlıyor.”
Financial Times’ın haberi şöyle devam ediyor: “Continental Resources’ın sahibi Harold Hamm, sektöre neredeyse ömrünü vermiş bir iş adamı. Şirket ABD’nin petrol ve gaz sanayiinde öncü rol oynadı. Özellikle Kuzey Dakota ve Montana eyaletlerindeki faaliyetleri dikkat çekici. Continental Resources, ayrıca yatay sondaj çalışmalarında öncülük etti. Şirket kullandığı devrim niteliğindeki yatay sondaj tekniğiyle ABD’nin enerji alanında bağımsızlığını sağladı.
Şirketin Türkiye’de yaptığı çalışmalar sonucu, Diyarbakır çevresinde altı milyar varillik petrol ve 12 ila 20 trilyon kübik feet doğal gaz, Trakya havzasında da 20 ila 45 trilyon kübik feet doğal gaz potansiyeli buldu. “
Haber çok iyi. Bizlere müjdeler olsun. Artık enerji bağımsızlığına sahip bir ülke durumuna geleceğiz. Ne hoş değil mi? Kendimi bildim bileli Amerikalı petrol uzmanları özellikle Raman Dağı çevresinde petrol ararlar ama bir türlü rantabl bir kaynak bulamazlardı. Anlaşılan bu sefer talih Türkiye’nin başına konmuş. Yalnız anlamadığım bir nokta var.
Yapay zekaya baş vurarak ülkemizin günlük petrol tüketimini öğrenmek istedim; 950 bin varil olduğu ortaya çıktı. Yani kabaca bir milyon varil. Halihazırdaki günlük yerli üretimse 65 bin varil dolayında. Yeni bulunduğu söylenen 6 milyar varil acaba Türkiye’nin dişinin kovuğuna sığar mı? İlginç doğrusu...
Burada başka bir mesele var.........
© Muhalif
