menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Galiba başka bir gezegenden gelmişti

7 1
03.05.2025

Adam; eskimiş, asıl rengini çoktan kaybetmiş yeşil kadifeden bir örtüyle kaplı büyücek ceviz karyolada öylece yatıyordu. Yüzündeki renk, pencereden içeriye giren güneş ışığının açısına bağlı olarak, soluk bir fildişi beyazıyla, donuk bir kehribar sarısı arasında değişiyordu. Şişkin göz kapakları, şişmanlık ya da bilinmeyen bir başka nedenle çizgileri bozulmuş yüzünün üst bölümünü kapatıyor, tuhaf bir biçimde yana kaymış gerdanı, bir zamanlar beyaz olan farbelalı gömleğinin yakasından dışarıya sarkıyordu. Yıpranmış ve yer yer yırtılmış bir battaniyenin kıvrımları arasından, damarları dışarıya fırlamış sağ eli görünüyordu.

Dışarıda insanı hiç mi hiç ısıtmayan kirli beyaz renkli bir güneş vardı ve bu yalancı güneşin yalancı ışıkları, yoksul mahallenin dar sokaklarındaki çoktan kirlenmiş ve çiğnenmiş beyaz karları yalayarak geçip, adamın boylu boyunca yattığı, alçak tavanlı, mobilyası az odada, tuhaf gölge oyunları yapıyordu.

Bunca kasvetli bir atmosferde, karyolada cansız yatan adamın hareketsiz yüzündeki çocuksu gülümseme, inadına dikkat çekiyordu. Adam düpedüz gülümsüyordu. Geniş delikli etli bir burun ve uçları yukarı kıvrık dolgun dudaklar, bu gülümsemenin etkisini daha da artırıyordu.

Aslında bir ölü odasındaki bu tuhaf zıtlıkların farkına varmak için bu kadar ayrıntıya da gerek yoktu. Çünkü karyolada cansız yatan çocuk yüzlü, gülümseyen adamın başında çingene pembesi renginde bir peruk vardı ve biraz aşağıya kaymış olan peruk, adamın fildişi renkli geniş alnında, çöl ortasında ansızın açıvermiş pembe bir orkide gibi, gülünç ama bir o kadar da acıklı bir çelişki oluşturuyordu.

Tarih 5 Aralık 1791’di. Klasik müziğin en önemli isimlerinden biri olan Wolfgang Amadeus Mozart, Viyana’da yaşadığı yoksul evinde 36 yıllık kısacık hayatını noktalamıştı. Yoksul ve kimsesizdi. O kadar kimsesizdi ki, öğleden sonra belediye mezarlığının yoksullara ayrılan bölümüne defnedilmek üzere götürülürken, adi tahtadan yapılmış tabutunun arkasından sadece altı kişi yürümüştü. Mezarlığa yaklaşıldığı sırada kar yağışının şiddetlenmesi üzerine bu altı kişi de tabutu bırakıp sıvışmış ve Mozart’ın cesedi, orada mecburen bulunan bir görevli tarafından, yeri bugün bile tam olarak bilinmeyen boş bir mezar çukuruna öylece konuluvermişti.

‘Saraydan Kız Kaçırma’, ‘Sihirli Flüt’, ‘Don Giovanni’, ‘Faust’, ‘Türk Marşı’, ‘Figaro’nun Düğünü’ gibi unutulmaz ve aşılmaz eserlerin yaratıcısı Wolfgang Amadeus Mozart, 27 Ocak 1756'da........

© Muhalif