Bayan Olive Oyl’un alt tarafları
Hiçbir kadın asla çirkin değildir ve bu kadına da çirkin denilemez ama gelin görün ki, ona klasik anlamıyla “güzel” demek de pek mümkün değil. En iyisi ona “güzelliği biraz daha değişik bir kadın” demek olacak. Kadın çok zayıf, çok uzun boylu. Kolları ve bacakları da incecik. Sanki durduk yerde daha da uzuyormuş gibi görünen vücudunda en küçük bir girinti ya da çıkıntı yok.
Yüzü de öyle. Burun yerine küçük bir kabartı. Gözleri varla yok arası siyah birer boşluk. Başına iyice yapışan saçları, enseye yakın bir yerde özensiz bir topuzla güya toplanmış. Hiçbir moda akımıyla ilişkilendirilemeyecek bir kıyafeti var. Daracık bir bluz ve neredeyse göğsü hizasından başlayıp, çok aşağılara kadar uzanan silindir şeklinde bir etek giyiyor.
Tek süsü, bu eteğin bitim yerinden fırdolayı geçen soluk renkli bir biyeli şerit. Ayağındaki botlar ise çok büyük, kalın, hantal ve ağır. Bütün bu “az güzellikler” yetmiyormuş gibi, kadının sesi de dayanılacak gibi değil. Kulakları zorlayan, tren düdüğü gibi tiz bir sesi var ve üstelik bu sesini sık sık da kullanıyor.
İnanmak güç ama işte bu “sıfır beden” kadın yüzünden iki erkek günün neredeyse her saatinde kıyasıya kavga ediyor. Adamlar denizci. Gür ve siyah bir sakalı olan, kollarında çıpa dövmeleri bulunandan çok daha iri. Ortalık güllük gülistanken ansızın o sonsuz ince ve uzun kadın, kulak tırmalayan bir sesle imdat çığlıkları atmaya başlıyor.
Denizcilerden ağzı pipolu ve cüssesi daha küçük olanı, siyah sakallı ve irikıyım olanına hücum ediyor. Feci bir dövüş başlıyor. Kara sakallı denizci, kolları dövmeli denizciyi iyice........
© Muhalif
visit website