İnsanlık şarkısı
MARIA CALLAS( 1923-1977)’ı izlerken, aklıma Zeki Müren’n vefatından önce bestelediği, Siz öyle bildiniz- Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediniz, düşüverdi.
Yürek, o kadar çok şey yaşıyor ki; sonunda içinde biriktirdiklerinin olmadığını düşünse bile beden kaldırmıyor.
Henüz 54 yaşında vefat eden Maria…
MÜZİK ACIDAN DOĞAR
Öyledir, üretilen her olgunun temelinde muhakkak birikmiş, yalnız bırakılmış bir acı, barındırır. Ve insanlar, aynalık yapar, bizi o acılarla yüzleştirirler.
Hiç babalık duygusunu hissedemediği için belki de, Onassis’e çekilmiştir. Ya da annesinden göremediği sevgiyi veya 2.Dünya Savaşının izlerini, bu savaşın altında kalan yaşanmamış çocukluğunu, hatırlattığı içindir, Kim bilir?
İnsan, cellâdını da sever, altta yatan nedenleri kendi bile bilmezken Öyle, gizli çıkın/ bohça yumağıdır, bilinçaltı.
Film bunları da çok naif bir dille sunmakta izleyiciye. Tabi ki Angeline Jolie’nin henüz 49 yaşında ama şimdiye kadar yapmış olduğu işlerin en güzeli. İşte bu film ile ben aktristim, dedirtmiş.
Yazar, Lyndsy Spence, Diva, hakkında çıkan kitabında (2022) zaten pek çok bilgiyi vermişti. Ve yönetmen, Pablo Larrain, bunu ustaca hiç izleyicinin gözüne sokmadan, tam bir otobiyografi olarak vefat ettiği 16 Eylül 1977 gününden önce aıyor.
Sonra flashback ile bir hafta öncesinde, içine; hem Maria Callas’n hezeyanlarını, travmalarını, sonunda aşkı bulduğunu sandığında, gördüğü şiddet ve zulmü, PARİS’te tek sevdiği aşkının vefatı öncesi sırrı bile Lüxemburg Bahçelerinde deşifre ederken verilir.
O sevdiğimi adamın bir türlü aklayamadığı ve sahip çıkmadığı, gerçek DİVA’dır.
Hayatı boyunca yalnız kalmış, her şeyi kendi kotarmış, sevgilisinin bile sürekli –sen fakirsin- dediği yerde ve çok gerçekte susmuş, artık ölümüne yakın gazeteciye:
“Annem, şarkı söylememi istiyordu
Sevgilim, susmamı
Şimdi sadece kendim için söylüyorum Kimse için........
© Muhalif
