menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Delidir, ne yapsa yeridir!

9 1
08.11.2024

ABD seçimleri Trump’ın büyük zaferi ile bitti. Müesses nizamın temsilcisi ılımlı sağcı Harris kaybederken, müesses nizama karşı olan aşırı sağcı Trump kazandı. Diğer bir yaklaşıma göre Biden yönetiminin bütün günahları beyaz olmayan, kötü bir kampanya süreci geçiren bir kadına kesilirken, başkanlık döneminin günahları unutulmuş, ABD yasaları önünde suçlu bulunmuş bir maço beyaz erkek, paranın gücüyle başarılı bir kampanya sürecinin ardından ikinci defa başkanlık koltuğuna terfi ettirildi.

Seçimlerin öncesinde kimin seçilmesi ülkemiz adına daha hayırlı olur sorusu sorulduğunda, yok aslında birbirlerinden farkları, bölgemizde yaşadığımız sorunlar dikkate alındığında ikisi de Türkiye açısından çok hayırlı sonuçlar doğurmaz düşüncesindeydik. İster istemez aklımıza Fidel Castro’nun 1960 seçiminde Kennedy kazanınca yaptığı yorum geliyordu. Castro Siyonizm ve ABD ilişkisini değerlendirirken mealen: “Cumhuriyetçiler ile Demokratlar Siyonizm’e sonuçları itibarı ile aynı pencereden bakarlar. Biri stratejik olarak sert yöntemleri benimser, diğeri daha yumuşak yöntemlerle sonuca gitmek ister, ancak varılmak istenen sonuç değişmez, aynıdır!” ifadesini kullanmıştı. Cumhuriyetçilerin iktidarının başında Trump, İsrail’in başında Netanyahu olunca hemen sınırlarımızın biraz altında neler yaşanabileceği konusunda ne yazık ki iyimser olamıyorum. Harris seçilseydi Netanyahu’yu frenleyebilir miydi? Emin değilim.

Gelelim bu yazının başlığına. Trump’ı daha önceki başkanlık döneminden az çok tanımıştık. Kurumlar arası ilişkilerden hoşlanmayan, devlet adamı olmaktan ziyade iş adamı kimliği ile konulara yaklaşan, söz konusu ABD çıkarları olunca, mevcut yapıları ayaklar altına almaktan çekinmeyen, hareketleri çok fazla kestirilemeyen bir kişilik. Önceki başkanlık döneminde kendisini kısıtlayan Demokratların kıl payı olsa da çoğunluğu elde tuttuğu ABD Kongresinde de bu kez çoğunluk Cumhuriyetçilere geçtiği oranda, Trump’ın hareket tarzı daha da ürkütücü olacağa benziyor.

Peki, seçim kampanyası süresince verdiği mesajlardan yola çıkarak dünyayı ve bizi yakından ilgilendiren ana başlıklara göz atarsak nasıl gelişmeler bekleyebiliriz?

Trump’ın değişmeyen sloganı: “Önce Amerika!”

Bu slogan geçmiş başkanlık dönemindeki uygulamalarından da yola çıkarak, genel hatları itibarı ile dış dünyada yapılan (özellikle askeri) harcamaları kısıtlamayı, ticari ilişkilerde yüksek gümrük vergileri aracılığı........

© Muhalif


Get it on Google Play