menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MEAL MÜÇTEHİDLİĞİ

19 42
06.03.2025

Batı Dünyasında modernleşme ve kapitalizmin yükselişi ile başlayan kutsal metin eleştirisi, Müslüman dünyanın yüzünü Batı’ya dönmesiyle, İslam Dünyasına da sirayet etti. Tanzimat, bu kırılmanın yaşandığı dönem olarak kendini gösterdi.

Müslüman zihni Tanzimat’a kadar geri kalmışlığın sebebini, “Allah’ın dinine gereği gibi sarılmamak” olarak düşünmekteydi. Tanzimat’tan sonra ise büyük bir zihinsel kırılma yaşandı. Artık Müslümanlar, geri kalmanın sebebini, “Dine gereği gibi sarılmamak” olarak değil de, “Dini yanlış anladıklarına” kanaat getirdi. Öyle ki, 1400 yıldır din, Asr-ı Saadet dışında yanlış anlaşılmış ve yanlış yaşanmıştı.

Bu kanaat, var olan her şeyi, bütün değerleri, birikmiş müktesebatı, ilmi ulemayı, örfü adeti, gelenek ve görenekleri reddetmeyi de icbar etti. Müslüman aklı modernleşince, aklı esas alan modernitenin akılcılık kıskacına yakalandı. Akla aykırı olan ne varsa ötelenirken, akla uymayan muhkem naslar da akla uygun olarak yeniden yorumlanmaya başlandı.

Abduh’un Mısır’da yazdığı makalelerini sürekli tercüme ederek Sıratı Müstakimde neşreden Mehmed Akif, akla aykırı gelen bütün nasların, akla uygun tevil edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Süreç çok hızlı ilerledi. Asırlardır kaynaklar ile avam arasında köprü vazifesi gören ilmiye........

© Mir'at Haber