MERHEM YOK SİHA/İHA VERELİM!
Ülkemiz son yıllarda, rahmetli Özdemir Bayraktar’ın kurucusu olduğu “BAYKAR” firması başta olmak üzere, Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesindeki kurumlarla, insansız silahlı/silahsız hava araçları üretimi ve geliştirilmesinde büyük atılımlar yaptı. Bu araçların, savaşların paradigması ve seyri üzerinde çok ciddi belirleyici ve değiştirici tesirinin olduğunu teslim etmek durumundayız.
Bu belirleyiciliği ülkemizin terörle mücadelesinde, Libya ve Azerbaycan- Karabağ sahasında uygulamalı olarak görme imkânı olduğu, meseleye vukufu olanlarca teslim edilmektedir. Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta, Hamas, Hizbullah ve Yemen’in İsrail’e karşı mukavemetinde insansız hava araçlarının rolünün hayati olduğunu yine bizzat kendi çıkarımlarımız ya da ehlinin izharından anlamaktayız.
Buraya kadar mesele yok. Ben de size bu yazı meyanında tutup İHA/SİHA’ların methu senasını yapacak değilim. Böyle bir şeyi yapmak zaman ve mürekkep israfı olur kanaatindeyim. Benim bunu enine boyuna ele alıp size aktarmam zaten malumunuz olan şeyi tekrar etmekten başka bir mana ifade etmez. Herkesin yazıp çizdiği şeyi bir de benim üstelemem ise kendi zaviyemden hakikatli bir iş teşkil etmez.
O halde neden bu mevzuda kalem oynatma gereği duydum? Aslında bu hususta hangi saikle yazmaya kalktığımı başlıktan az çok anlamışsınızdır. Ancak yine de aklımın erdiği, dilimin döndüğünce izaha gayret edeyim.
Ülkemizde ne yazık ki birçok müspet şey, birçok menfi şeyi perdeleme aracı olarak kullanılıyor. Öyle ki neredeyse ülkemiz ve milli varlığımız için birçok faydasını beklediğiniz gelişmeler ülke ve milletin umurunun yoluna koyulması bağlamında birer mazeret kaynağına dönüşebiliyor.
Bir şeyi olması gereken yere koymamak, bir şeyi yapmış olmayı her şeyi yapmış olmak gibi addetmek, bir şey yapmayı birçok şeyi yapmamanın mazereti haline getirmek hastalıklı bir hareket tarzından başka bir şey değildir.
Ülkemizin savunma sanayii bağlamında kaydettiği gelişmeler, ne yazık ki, ictimai, iktisadi, siyasi ve daha birçok sahadaki irtifa kayıplarının ikamesi ya da perdeleme aracı olarak kullanılmak isteniyor.
Ülkemizin merkezinde olduğu coğrafyada çok büyük hadiseler yaşanıyor. Bu hadiseler kendiliğinden/bölgenin kendi dinamiklerinden kaynaklanan hadiseler değildir. Elbette hadiselerin seyrinde bölge gerçeklerinin tesiri vardır. Ancak temel muharrik kesinlikle ne bölgenin sakinleri ne de bölgenin yönetici elitidir.
Mesela, bizim medyamız ve anlı şanlı aydınlarımız Suriye’de,........
© Mir'at Haber
