İnsanlığın Ahlaki Kaybı ve Duyarsızlaşması
İnsanlık, yaklaşık bin yıldır duygu kaybı ve sonuçta da duyarsızlaşma ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunun sebebi, insanın; din, ahlak ve adalet duygularının kaybedilmesinin bir sonucudur. Bu durum, insanlığın korkunç bir geleceğe doğru yönelmesine yol açmaktadır.
Duygu Kaybı, Aslında Değer Kaybıdır:
İnsanın, doğuştan getirdiği özellikler akıl ve duygu dünyasıdır. Akıl, tamamen objektif bir özellik iken; duygu dünyası, insanın sahip olduğu değerler ile hareket etmek durumundadır. Duygu, nötür bir kavram olması sebebiyle; akıl ve değer birlikte, insanın hal ve gelecek tutumlarını belirleyici bir özellik taşımaktadır. Akıl ve duygunun tek başlarına nötür bir değerlendirme sistemi olması dolayısıyla, asıl mesele; insana hangi değer sisteminin hakim olacağına karar verilmesidir.
Bu konuda, Allahın insana sunduğu hayat tarzı ile, insanların düşünce ve siyaset kaynaklarının ortaya koyduğu hayat tarzı arasındaki yarış, insanlığın ilk yıllarından beri devam etmektedir. Bu yarışta İslam dini, son ilahi din olmasından dolayı, liberal, sosyalist ve milliyetçi-ırkçı ideolojilere karşı “tek alternatif” sistem olmaktadır.
İslam dini çerçevesinde gelişen kültür ve medeniyetler, hiçbir zaman baskı, tahrip ve sömürgeleştirme örneği göstermeyip, insanın duygu ve düşünce dünyasına hitap ederek varlığını sürdürmüştür. Buna karşılık, yukarıda ismini dile getirdiğimiz batı kaynaklı ideolojiler; hakimiyet, ırkçılık, emperyalizm ve sömürgeci sistemlerle insanlığı güç ve kontrol altında kendi fikir ve sistemlerine bağladılar.
Aklın ve Duygunun Değer Dışı Kalmasının Sonuçları:
Batı ve bazı Doğu sistemleri, iki ayrı düşünce ve yaşama tarzını dünyaya empoze........© Mir'at Haber
visit website