Gerçek ve Hayal Arasında Yaşamak
Gerçek ve Hayal Arasında Yaşamak
Bu cümle, belki okuyuculara anlamsız gelebilir. Fakat, yaşadığımız hayatı düşündüğümüzde, aslında gerçek ve hayal arasında bir hayat sürdüğümüzü anlayabiliriz!..
Gerçek, var olan ve kendisi ile yüzleştiğimiz bir dünyadır. Hayal ise, bu gerçek dünyanın dışına çıkıp, bazı beklenti ve ümitlerimizle, kendimizi tatmin etmek veya oyalamak için sığındığımız bir dünya.. Peki, neden bu dünyadan zaman zaman ayrılıp, hayal aleminde vakit geçirme ihtiyacı duyuyoruz?. Bu soruya,” gerçek dünyada bulamadıklarımızı “varmış gibi hissetmek için” diye bir cevap verebiliriz!.. Bu durum, bir bakıma bizi belirli bir süre için de olsa rahatlatabilir. Fakat, uzun zaman diliminde; bir çaresizlik ve hayal kırıklığına da sebep olabilir…
Acaba, gerçek dünyada, yapamadığımız veya elde edemediğimiz imkan ve fırsatları, gerçekten de elde edemiyor muyuz?.. Yoksa, o imkan ve fırsatları ele geçirmek için gerekli çaba ve gayreti gösteremiyor muyuz!… Aslında, böyle bir değerlendirmeyi samimi bir şekilde yapmamız gerekiyor. Böyle bir değerlendirmeyi yapmadan, imkan ve fırsatlar ile aramızdaki gerçek mesafe ortaya çıkamayacak ve kendimizi, belki de kandırmaya devam etmiş olacağız.
Hayal alemine girmek ve böylece, asıl sorumluluklarımızdan uzaklaşmak, aslında kişinin gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmasının bir yolu da olabilir!.. Bir görevi yerine getirememek, bir mücadeleyi sürdürememek veya bir sorumluluğu taşıyamamak gibi........© Mir'at Haber





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein