Bir İdeale Göre Yaşamak
Bir İdeale Göre Yaşamak
Bu cümle, belki yani nesiller için çok fazla önemli görülmeyebilir. Fakat, önceki nesiller için çok önemli bir kavramdı!.. Hayatını günlük basit ihtiyaçlar için geçiren bir grup veya kesim için ideal, boş bir hayal veya avunma olarak düşünüldüğünde, onun kişiye kazandıracağı herhangi bir değeri olmayacaktır.
İdeal, insan için ne manaya geliyor:
Eskiden bir kişinin kendine bir ideal seçmesi, onun kendini belli bir konuma ulaştırması ve seviye kazanması demekti. Sıradan bir kişi olmaktan çıkmak ve kendine belli bir hedef koymak suretiyle önemli bir işe adapte olmaktı. Yani, hayatın bir amacının olması demekti.
Böyle bir hayat perspektifi, bir anlamda büyük düşünmek ve kişisel hesapların ötesine geçmekti. Bu idrak, o kişiyi hedeflediği misyona uygun tutum ve çabalara yönelme psikolojisine hazırlıyor ve onu bir davanın insanı haline getiriyordu.
Günümüzde insanlar, davalarıyla değil, günübirlik beklenti ve ihtiyaçlarıyla öne çıkıyorlar. Arayışları, büyük ölçüde maddi ve şahsi ihtiyaçlar. Hayatın, geniş bir çerçevesi olmasına rağmen, arayışları bu derece daraltmak, kişilerin yaşama ufkunun da o ölçüde sınırlı hale gelmesine yol açıyor. Halbuki sıradan ihtiyaçlar, izafi ve geçici bir nitelik taşır. Ayrıca, ihtiyaçların insan ve toplum için bir amaç olabilmesi mümkün değil!..
Aslında, insanın kendine ait bir hayat gündemi veya programı olması lazım. Çünkü insan; her yönüyle mükemmel bir varlık. Onun hayata bakışında, birçok fikir ve hedef, onun çabalarıyla........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden