“Elim eline değsin, ısıtsın üşüdüyse; boşa gitmesin son sıcaklığım.” diyen Rıfat Ilgaz gibi elimiz, elinize değsin kardeş, yüreğimiz yüreğinizle buluşsun. Gönüller arası o görünmez yol ile tekrar ayağa kalksın kardeşliğimiz. 200 yıldır yıkılmış kıtalar arası, ülkeler arası, gönüller arası kardeşlik köprümüz, yeniden kurulsun ve buluştursun, birleştirsin bizleri.

Afrika’da elimizi uzattığımız bir el yerine, 20-30 el birden uzanıyor. Ellerimiz ellerinize değsin ve bize de özgürlük gelsin, hürriyet gelsin, yüzler gülsün diye. Ellerimiz ellerine değince; nasıl seviniyor, nasıl mutlu oluyor ve nasıl gülüyor o mahsun ve mahcup yüzler?

Ve bu gülen yüzlerin mimarı, o mütevazi kurbanı, o 2-3 kilo kemikli eti hor görme kardeş! Ne olacakmış bir kurbandan deyip geçme! Bir kurbanla Afrika’ya özgürlük, hürriyet, insanlık ve kardeşlik geliyor. Bağımsızlık, eşitlik ve zenginlik geliyor.
Bir kurbandan ne çıkar demeyin lütfen! Afrika’da fiilen açlık var, susuzluk var, hastalık var, işsizlik var… Afrika’da toprak yok, iş yok, ev yok, ekmek-su yok, ilaç yok, hastahane yok, elektrik yok ama ölüm çok… çok…

Yaş ortalaması 38 olur mu? Hiç olmaz mı bunca açlık, hastalık ve çaresizlik ve de bitmeyen kölelik stratejisi ve baskısı ardından… vicdansız batının insanlığa kahrolası hediyesi bu; açlık, yokluk, kölelik ama ardından gelsin altın, gümüş, demir,........

© Mir'at Haber