KÜRT PROBLEMİ MESELESİ
İnsanın doğduğu coğrafya, onun kaderidir. Hiçbir insan, doğduğu yeri tercih etme iradesine sahip değildir. Bu, Allah’ın takdiridir. Ben, “Ya Rabbi! Beni Mardin’in dağlarında dünyaya gönder!” demedim. Allah’ın takdiri üzerine orada doğdum. Rahmetli babam, 5 yaşında öksüz kalmış, 50 sene çobanlık yapmıştı. Ben gözlerimi açınca, kendimi kuzuların koyunların arasında buldum ve çoban olarak büyüdüm. Fakat çocuk yaşta, çoban olarak hayat sürdürmeyi istemiyordum. Çobanlıktan başka çıkar yol da bulamıyordum. Aklımda tek bir yol vardı. “Okusam, çobanlıktan kurtulabilirim” diye düşünüyordum. Bulunduğumuz köyde okul yoktu, başka bir köye gidip gelerek ilkokulu okudum. Ardından Mardin İmam Hatip okulundan ve İzmir Yüksek İslam Enstitüsünden mezun oldum. Önce bir süre Diyanet İşleri Başkanlığında, ardından İzmir İlahiyat ile Diyarbakır İlahiyat Fakültelerinde öğretim elemanı olarak 45 seneyi aşkın bir süre görev yaptım.
İlkokula başladığımdan itibaren Kürtçe konuşmaktan dolayı dayak yedim, hakaret gördüm, azarlandım, dışlandım ve çok kere mağdur edildim. Fakat her zaman için, kan kanla temizlenmez, kan su ile temizlenir düşüncesiyle hareket ettim. Bana zararlı olanlara dahi asla zararlı olmadım, herkesi Allah’a havale ettim. Çok kişinin Allah tarafından tokat yediğine şahit oldum. Biz dürüst olalım, Allah bize yeter.
Şimdi sık sık “Kürt Problemi” konuşulmaktadır. Ben çocukluğumdan itibaren Kur’an ve sünneti ölçü aldım, çok şükür milim kadar sapmadan ona göre hareket ettim.........
© Mir'at Haber
