İslam, Birleştirecek Diye Ödleri Kopuyor!
Kudüs Fatih’i Selahaddin Eyyubi’nin hükümdar olması ve haçlı seferlerindeki destansı savunma ile dünyaya ismini duyuran Kürtler, Moğol istilasıyla yeniden dağlara çekildi.
Şii Safevilerin acımasız tutumu nedeniyle zor dönemlerden geçen Sünni Kürtler, 1514’teki “Çaldıran Savaşı”ndan sonra Osmanlı egemenliğini benimsedi.
Osmanlı döneminde oldukça sakin bir yaşam dönemine giren Kürtler, hilafet devletine hiç ihanet etmedi.
Dahası…
Sultan Abdülhamid Han’ın kurduğu ünlü “Hamidiye Ordusu”nun çoğunluğunu Kürtler oluşturuyordu.
“Kürt sorunu”nun temeli ise Osmanlının bölünmesinin başlangıcı olarak kabul edilen Sevr Anlaşması ile atıldı.
Sevr’in senaryosunu çizenler, Müslümanlıkta direnen bir kavim olan Kürtlere “devlet kurma” fikrini empoze etti.
Lozan Antlaşması’yla bu plan sekteye uğrarken, “ulus devlet” olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde, CHP’nin altı okunun “resmi ideoloji” olarak dayatılması, bu sorun iyice görünür hale getirdi.
Örneğin…
II. Abdülhamid Han’ın kurduğu “Hamidiye Alayları”nda görevli olan Kürt komutanlardan Hüseyin Kanco’nun, Cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleşen rejim değişikliğini kabul etmeye yanaşmaması yüzünden bir kaleyi andıran ve “Kanco Kasrı” ismini taşıyan Mardin Derik’teki evi, top ateşine tutuldu.
Hüseyin Kanco aynı zamanda DEM Partili Ahmet Türk’ün babası Hacı Sinan’ın kayınbabasıydı.
Üstelik bu dik başlı tutum yüzünden aileye zorla “Türk” soyadı verildiği de iddialar arasında.
CHP tek parti diktasının,
Müslüman Kürtlere yönelik uyguladığı bu baskı ve asimilasyon politikası, sözde “bilgiyi köylünün ayağına götürme projesi” olarak lanse edilen fakat gerçekte bir “beyin yıkama merkezi” gibi çalışan “Köy Enstitüleri”nde yetişen öğretmenlerin bölgeye gönderilmesiyle farklı bir hal aldı.
CHP’nin ‘Milli Şef’i İsmet İnönü tarafından devreye sokulan ve “köylüyü köylere hapsetmeyi” amaçlayan bu enstitülerde yetişen öğretmenler, özellikle bölgenin sekülerleşmesi için büyük çaba harcadı.
DEM’li Ahmet Türk’ün ilkokul öğretmeni ve CHP’li Canan Kaftancıoğlu’nun eski kayınpederi Garip Tatar, yani nam-ı diğer Ümit İlhan Kaftancıoğlu’nun yazdığı “Tüfekliler” romanı, mezkûr öğretmenlerin tutumuyla ilgili önemli detaylar sunuyor.
“Müslümanlıkta ısrar eden” bir kavim olan Kürtleri dönüştürme fikrinden asla taviz vermeyen ve aslında böyle bir kavmin olmadığını, karda yürürken “kart-kurt” ses........
© Mir'at Haber
