menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MÜLK KAVRAMI

19 0
24.01.2025

Kur’ân’ın en önemli kavramlarından biri olan “Mülk” kelimesi, türevleriyle birlikte düşünüldüğünde yaklaşık 150 âyette geçmektedir. M-l-k fiili, sözlük anlamıyla “güç yetirmek, hâkimiyet kurmak, sâhip olmak, tasarrufta bulunmak” demektir. İsim olarak mülk kelimesi, “duyular âlemindeki bütün cisimleri kuşatan varlık alanı ve bunların üzerindeki hükümranlık” olarak tanımlanır. Daha öz bir ifâde ile mülk, semâ ve arz olarak iki kategoriye ayrılan varlık âlemidir. Şüphesiz mülkü yaratan kimse, mülkün üzerindeki egemenlik hakkı da O’na aittir ve bu gerçeklik Kur’ân’da “Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allāh’ındır[1] şeklinde yirmiyi aşkın yerde vurgulanmaktadır. “Halife[2] olarak yaratılmış insânın mülk üzerindeki tasarrufu ise geçici ve emânettir. Aynı zamanda bu yetki insânın imtihanı için kendisine verilen sınırlı bir süre için geçerlidir. Başka bir deyişle, insânın iğreti sâhip olduğu ve üzerinde egemenlik ve tasarruf ettiği her şey onun mülküdür. Mülke tasarruf edene de “Melik” denir.

Allāh’ın isimlerinden birisi “Mâlikü’l-Mülk”tür ve ezelî hikmet açısından “Bütün tecellîlerin tek fâili ve tek sâhibi” demektir. Bu isim Âl-i İmrân/26. âyette geçmekte ve aslî egemenliğin kime ait olduğu açık bir şekilde beyân edilmektedir: “Ey mutlak egemenlik sâhibi Allāhım! Sen egemenliği dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın; dilediğini yüceltirsin, dilediğini alçaltırsın. Bütün iyilikler Senin elindedir. Doğrusu, Sen istediğini yapmaya kādirsin.[3] Âyetten anlaşılmaktadır ki, insânın kendisine emâneten verilen mülkteki tutum ve davranışları, onun yücelmesinin ve alçalmasının ölçütü olmaktadır. İnsânın bu konuda takınacağı tavır Allāh’ın vahyine/irâdesine uygun olmalı ve yine insân hakîkî mânâda her şeye gücü ve kudreti yeten tek varlığın Allāh olduğunu aklından çıkarmamalıdır.

Mülk” kavramı, insânın fıtratında bulunan “sâhip olma” ve “egemen olma” gibi temel iki tutkunun/hırsın da besleyici kaynağıdır. Böyle olmasaydı Şeytân, Hz. Âdem’i ve eşini yasak ağaca dokundurma/özendirme konusunda başarılı olamazdı. Bu yasağı işletmeye teşvikte Şeytân’ın kullandığı en güçlü enstrüman insânın “ebedî olma” arzusunu tetikleyen “mülk” silâhıdır. Kur’ân’da A‘râf/20 ve Tâhâ/120. âyetleri bize bu gerçeği çok........

© Mir'at Haber