menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HAKÎKAT GÖRÜNENDEN ÇOK DAHA FAZLASIDIR

9 27
04.04.2025

Hakîkati inkâr edenlerin yakıcı ateşe mahkûm olduklarını anlatan Mülk/11. âyetten sonra sıra inananları bekleyen güzelliklerin tasvirine gelmiştir: [Buna karşılık,] kendi kavrayışlarının ötesinde olsa da Allāh’tan korku ve ürperti duyanlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.[1] Âyetten anlaşılan odur ki, bağışlanma ve büyük ödül mü’minlerin “gayb”da olan Rabb’lerinden “haşyet” duymalarının sonucudur. Acaba Türkçe’ye “kendi anlayışlarının ötesinde” olarak çevrilen “gayb” ne demektir ve insânın bundan haşyet duymasının anlamı nedir?

Gayb genellikle Türkçe’ye hatalı olarak “görünmeyen” şeklinde çevrilir. Hâlbuki Kur’ân’da bu kavram, insânın kavrayış alanının ötesinde bulunan, onu aşan hakîkatin tüm safhalarını ifâde etmek için kullanılır. Başka bir ifâde ile gayb “duyu organlarına saklı kalan ve insân bilgisinden gizlenen her şey” veya “yaratılmış varlıkların idrâklerini aşan şeyler” olarak tanımlanabilir. Bu tanımlardan yola çıkarak şu sonuca ulaşmamız da mümkündür. Her varlığın bilinemezliği/görünemezliği onun gaybıdır. Gaybın karşıtı “şuhûd” veya “şehâdet”tir. Buradan şunu anlıyoruz ki, gaybın aslı “mevcut olmamak” değil, herhangi bir sebeple “fark edilir/görünür” olmamaktır. Bu nedenle Kur’ân, Allāh hakkında, gayb’ı kabul etmez. Gayb, insân için söz konusudur ve üstelik izâfî/değişken bir kavramdır. Yani sizin için gayb olan bir bilgi, bir başkası için şuhûd olabilir veya size saklı/gizli olan bir nesne bir başkası için açıktır. Kur’ân, mü’minleri tanıtırken........

© Mir'at Haber