menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KEMALİSTLERE MEVLİT OKUTMAK MÜFTÜYE Mİ KALMIŞ?

14 1
11.11.2025

KEMALİSTLERE MEVLİT OKUTMAK MÜFTÜYE Mİ KALMIŞ?

Her 30 Ağustos, 10 Kasım ve 29 Ekimde kemalist laiklerin sara nöbetleri tutuyor. “Bu günlerde hutbelerde Mustafa Kemal’in adı neden anılmıyor?” diye koro oluştururlar. Hatta “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını bugünlerde Cuma hutbesinde anmayan Diyanet İşleri Başkanı’na hakkımı helal etmiyorum. Siz de etmeyin”, “Atatürk olmasaydı siz olmazdınız, camileriniz kapatılır, ezan duymaz, namazlarınızı kılamazdınız…” diye kendinden geçenler de çıkar. Sanki Atatürk, ezanları 18 sene susturmamış, camileri satmamış, depo ve ahır yaptırmamış, Fethin sembolü Ayasofya’yı müzeye çevirmemiş gibi…

Kaldı ki Mustafa Kemal, 5 Mart 1924 tarihinde yayınladığı 316 sayılı kararnâme ile Cuma hutbelerinde kendi adı da dâhil hiç kimsenin adı zikredilmeden sadece “Millet ve cumhuriyetin selamet ve saadetine” dua edilmesini emretmiştir. Kararnâme şu şekildedir:

“Badema (bundan sonra) hutbelerde isim zikredilmeksizin “millet ve cumhuriyetin selamet ve saadetine” dua edilmesi takarrur etmiş (karara bağlanmış) ve bu kararın bilcümle vilayetlere tebliği dâhiliye vekâletine (İçişleri Bakanlığına) havale edilmiştir.”

Kararnâme, iki gün sonra Türkiye’nin her tarafında uygulanmaya başlandı. Kararnâmede Başbakan İsmet Paşa ve 10 Bakanın da imzası vardı.

Demek ki, bir asırdır Mustafa Kemal veya diğer komutanların isimlerinin hutbelerde zikredilmemesinin sebebi, Atatürk’ün bizzat yayınladığı bu kararnâmedir. Kemalistler, 5816 sayılı koruma kanununa sırtını dayayıp olayı provoke ediyorlar. Bu provokasyonlar da sadece bugüne ait değil. Mesela:

1960 askeri darbesini yapanlar, vaizlerin 27 Mayıs darbesini övmeleri için Diyanete baskı uyguluyorlardı. Diyanet de müftülüklere ve vaizlere talimat üzerine talimat yağdırmıştı. O günün Diyanet İşleri Başkanı Eyüp Sabri Hayırlıoğlu bu baskılara dayanamadı ve istifasını müteakip 13 gün sonra vefat etti.

Görüldüğü üzere camilerde imama, “Hutbeyi neden şöyle okumadın?” sorusu, ancak korku imparatorlarının hâkim olduğu darbe iklimlerinde sorulabilmektedir.

Bu 10 Kasımda da İzmit Valisi –adını bile burada zikretmeye değer bulmadığım– eski Türkiye özlemcisi yalaka bir omurgasız, Müftülüğe talimat vererek Atatürk’e mevlit okunmasını ferman buyurmuş. Bizim İl Müftüsü de el pençe divan pozisyonunda kavuk sallayarak emre âmâde olmuştur. “Vali Bey! Ben Müftüysem şunları söyleyen adam için Mevlid okutmam:

Evet, Karabekir! Arap oğlunun yavelerini/saçmalıklarını Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye çevirteceğim ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler…(Kazım Karabekir Anlatıyor, Uğur Mumcu, 19 Haziran 1990, Cumhuriyet........

© Mir'at Haber