KUR’AN’DA MÜSRİF KAVRAMI 2
5-Sâlih (as) kavminin zorbaları müsrif idi
Çünkü onlar, Allah’a kulluk yapmaları gerekirken, kendileri için çizilen sınırları aştılar, şirk koştular, haksız yere büyüklük tasladılar ve Allah’ın yolundan gitmek isteyenlere engel oldular.
“(Sâlih onlara dedi ki) Allah’tan korkun ve bana itaat edin. O müsriflerin (haddi aşanların) emrine uymayın.
Onlar yeryüzünde bozgunculuk yaparlar ve ıslah etmezler (düzeltmezler).” (Şuarâ 26/150-152)
Sâlih kavminin mucize olarak gönderilen deveye normalde saygı göstermleri, ilişmemleri gerekirdi. Akıl, inanç ve insaf bunu gerektirirdi. Ama onlar taşkınlık yaparak –uyarılara rağmen- deveyi boğazladılar.
6-Allah adına yalan konuşanlar müsriftir
Kur’an; Firavun, onun gibi inkârcılığa ve zulme sapanlara ve Allah hakkında haddi aşanlara şöyle hitap ediyor:
“Andolsun ki, (Musa’dan) önce Yûsuf da size açık deliller getirmişti ve onun size getirdiği şeyler hakkında şüphe edip durmuştunuz.
Nihayet o vefat edince «Allah ondan sonra peygamber göndermez» dediniz. İşte Allah o aşırı giden (müsrif) şüphecileri böyle saptırır.” (Mü’min 40/34)
“… Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler (müsrifûn’dur).” (Mâide 5/32)
7-Allah’ın emrini tanımayanlar müsriftir
Allah’a şirk koşanlar ve O’nun emirlerini dinlemeyerek sınırları aşan müsrifler cehennem ehlidirler.
Firavun kavminden hz. Musa’ya iman eden bir mü’min Peygamberin davetine icabet etmeyenlere şöyle sesleniyordu:
“Şüphe yok ki sizin beni tapmaya çağırdığınız şeyin ne dünya ne de Âhiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz Allah’adır.
Şüphesiz, aşırı gidenler (müsrifîn) cehennemliklerin ta kendileridir.” (Mü’min 40/43)
“Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları (müsrifleri) ise helâk ettik.” (Enbiyâ 21/9)
8-Allah’ın elçilerine ‘uğursuz’ diyenler müsriftir
Kendilerini uyarmak üzere gelen elçilere karşı bir şehir halkının tavrı da ibret verici bir ‘israf’ örneğidir. Allah’ın elçileri o şehir halkını doğru yola çağırdıkları zaman; onlar elçilerin davetine uyacakları yerde, onları uğursuzlukla suçladılar.
Bunun üzerine elçiler şöyle dediler: “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi........© Mir'at Haber
visit website