KUR’AN’DA MÜSRİF KAVRAMI 1
Hatırlayalım; ‘müsrif’, ‘esra-fe’ fiilinin fâil (özne) ismidir. Bu da, sözlükte yaptığı her işte normal olan sınırı aşan demektir. (el-Isfehânî, R. el-Müfredat, s: 337. İbni Manzur, Lisânü’l-Arab, 7/172)
Kur’an kâfirleri yapageldikleri yanlışlar, taşkınlıklar, aşırılıklar açısından farklı sıfatlarla nitelendiriyor. İsraf edenlere, haddi aşanlara, davranışlarında aşırıya gidenlere ‘müsrif’ diyor. Buna göre ‘müsrif’ olmak daha çok müşriklerin ve inkârcıların bir sıfatıdır.
Müsriflik her açıdan olumsuz bir mana taşır ve israf edenlerin, ölçüyü kaçıranların, aşırılığa meyledenlerin, aşırı günah işleyenlerin, şlahi ölçülerden sapanları tümünü ifade eder.
Türkiyede halk arasında müsriflik daha çok malını çekine çekine harcayanlar hakkında kullanılır. Güya böyleleri herhangi bir konuda bir harcama gerekiyorsa, az vermek için veya hiç vermemek için “müsrifliğin lüzumu yok” derler. Böylece vermekten kurtulmak isterler.
Ancak din dilinde ‘müsrif’ malının çok sevenler hakkında değil, tam tersine Allah’ın verdiği ni’metin kıymetini bilmeden, onu har vurup harman savuranlar, ölçüsüz harcıyanlar, aşırılar hakkında kullanılır.
Müsrif, ayrıca hareketlerinde Din’in, aklın ve sağlam örfün ölçülerine aykırı hareket edenleri, ölçüyü kaçıranları, aşırılığa meyledenleri ifade eder.
Böyleleri gerek câhillikten, gerek gaflet sebebiyle, ya da kasti olarak hakka, akla, adalete ilâhi ölçülere uygun ve normal bir şekilde davranması gerekiyorken; aşırıya kaçar, yanlış davranır, sınırı taşar.
-Kur’an’da müsrifler
Yukarıda Kur’an’ın israfı beş anlamda kullandığını söylemiştik. Bu beş anlamın hepsi müsrif için de doğrudur.
Kur’an’ın müsrif dediği kimseler öncelikle yalnızca Allah’a kulluk yapmaları normal, fıtrata uygun, yaratılışın gereği iken; tevhid inancından uzaklaşıp şirke, küfre ve zulme sapanlardır.
Müsrif iki âyette mal ve imkanlarda savurganlık yapanlar hakkında kullanılıyor.
Bunlar Yaratıcı’nın insanlar için uygun gördüğü ölçüleri hiçe sayıp, kendi hevâ ve heveslerinin peşine giderler. Akıllarının erdiğini hak zannedip, Hak’tan gelenlere kulak asmazlar; bu nedenle de insan için çizilen tabii sınırları aşarlar. Üstelik bunlar yaptıkları taşkınlığı süslü (müzeyyen), doğru ve isabetli görürler
Mü’minler hem Din’in değerlerine bağlıdırlar, hem de bu değerlere bağlılığın getireceği kazancın farkındadırlar. Onlar, kendilerine sunulan her imkanı yerinde kullanır, israfa........
© Mir'at Haber
visit website