EĞER BİLİRSENİZ SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR 2
(Kur’an’da “Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır” ifadesi ile biten âyetleri açıklamaya devam ediyoruz)
3.Eğer oruç tutarsanız
Rabbimiz (st) sıyam-savm (oruç) ile ilgili şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Oruç (sıyam), sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız (takvalı olasınız) diye, size sayılı günlerde üzerinize yazıldı.
İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamıyanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden bir hayır işlerse, o hayır kendisinedir.
Oruç (sıyam) tutmanız eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.” (Bekara 2/183-184)
Kur’an’da geçen “üzerinize yazıldı” ifadesi “farz kılındı” anlamına gelir. Demek ki başka din mensupları daha sonradan dinlerini değiştirdiler ve böylece oruç ibadetini unuttular veya başka bir şekle soktular.
Rasulüllah (sav) “… Allah’ın en çok sevdiği oruç (sıyam/) Dâvûd peygamberin orucudur. O, bir gün yer, bir gün oruç tutardı” dedi. (Buhârî, Savm/56 no: 1976; Teheccüd no: 1131. Müslim, Sıyâm/35(181-202) no: 2729)
Bu hadis de önceki peygamberlere gönderilen vahiylerde de oruç (sıyam/savm) ibadetinin olduğunu gösterir.
‘Sıyam’ veya ‘savm’ sözlükte; herhangi bir şeyden çekinmek, onu yapmamak, terketmek demektir. Bir başka deyişle; nefsi, onun meylettiği şeylerden, -isterse bir söz olsun- alıkoymaktır. Yemek, konuşmak ve yürümekten uzak durmaktır. Nitekim Arapçada yürümeyen ata, durgun suya veya durgun rüzgâra ‘saím’ denmektedir.
Kelime bu anlamıyla Kur’an’da şöyle geçmektedir:
“Artık ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir insan görürsen, de ki: “Ben Rahman’a oruç (savm) adadım. Bugün hiç bir insanla konuşmayacağım.” (Meryem 19/26)
Şeriat (fıkıh) dilinde ‘sıyam’ veya ‘savm’ nefsin en büyük istekleri olan yeme, içme ve cinsel ilişki gibi bilinen zorunlu ihtiyaçlardan gün boyu, imsaktan iftara kadar, niyet ederek ve Allah’ın rızasını gözeterek uzak kalmak, nefsi bu gibi şeylerden alıkoymaktır.
Oruç ibadeti müslümanlara Kur’an’ın açık âyetleriyle farzdır. Kamerí aylardan (Ay takviminden) Ramazan gelince aklı başında, bülûğ çağına ulaşmış, hasta ve yolcu olmayan bütün mü’minlere oruç tutması dinen mecburidir. (Bkz: Bekara 2/185)
Hasta olanlar ve uzak yolculuğa gidenler, güçleri yeterse oruçlarını zamanında tutarlar. Güçleri yetmezse, Ramazan’dan sonra kaza ederler.
Bunun dışındaki herhangi bir........
© Mir'at Haber
