menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ALLAH (st) HEM DAHA HAYIRLIDIR HEM DE BÂKİDİR

12 0
02.07.2025

Tâhâ Sûresi genellikle Musa’dan (as), davetin ve İsrailoğulları ile ilgili olayları anlatır. Daha ilk âyetten itibaren Musa’nın elçi olarak seçilmesinden, kendisine verilen âyetlerden (mu’cizelerden) ve elçilik görevinin ne olduğundan, kardeşi Harun ile birlikte Firavun’u ve adamlarını Hakka davetten, bu davette nasıl bir yol izlemesi gerektiğinden, onların tepkisinden ve sihirbazlarla mücadelesinden bahsediyor.

İlginçtir, Firavun Hak davete icabet ederek müslüman olacağına, Musa’ya (as); “Sen biz, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin” dedi. (Tâhâ 20/57) Böyle bir tepki şüphesiz nübüvveti anlamamaktır. Nebilerin davasının dünyalıklar, saltanat elde etmek değil, insanları kurtuluşa davet olduğunu idrak edememedir.

Firavun Musa’nın elinden gerçekleşen mu’cizeleri görünce onlara sihir (büyü) dedi ve ona karşı yarışmak için sihirbazlarını görevlendirdi. Sihirbazlar bütün marifetlerini ortaya koyarak ipleri ve sopaları hareket ediyor gibi gösterdiler. Allah (cc) Musa’ya “Sağ elindekini (asanı) at” diye emretti. Asası büyücülerin sihirlerini yuttu. Zira büyücülerin yaptıkları hileden başka bir şey değildi.

Sihirbazlar Musa’nın asasının sihir olmadığını anlayınca secdeye kapandılar ve iman ettiler. (Tâhâ 20/65-70)

Firavun; “Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi? Demek ki o size büyü öğreten büyüğünüzdür. Şimdi ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi hurma kütüklerine asacağım. Böylece kimin azabı daha şiddetli imiş göreceksiniz.” (Tâhâ 20/71)

“Bu, halkı buradan çıkarmak amacı ile şehirde planladığınız bir tuzaktır.” (A’raf 7/123) Aynı ifade burada da sunuluyor. “Bu sadece onunla sizin aranızda bir tuzak olmakla kalmıyor, aynı zamanda onun sizin lideriniz olduğu anlaşılıyor. Musa’nın bir peygamber olduğunu ispatlamak için onun asasıyla sizin sihirlerinizi bozması ve daha sonra ülkemizi ele geçirmek için, önceden, karşılaşmada ona yenilmek üzere anlaştınız.

Firavun’un tehdidi kaybettiği oyunu kazanmak için ortaya koyduğu son tuzaktı.” (Mevdûdî, E. Tefhîmu’l-Kur’an, 3/258)

İman eden sihirbazlar Firavun’un tehditlerine aldırmadılar.

“Seni, bize gelen apaçık belgelere ve bizi Yaratana tercih etmeyiz. Öyleyseyse elinden geleni yap. Sen ancak dünyada (bazı şeylere) hükmedebilirsin.

Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. ALLAH HEM DAHA HAYIRLI, HEM BÂKİDİR» dediler.” (TâHâ 20/72-73)

Sihirbazlar; kendileri Allah’tan apaçık belgeler, deliller (beyyinât) gelmişken zorba bir kralı kendilerini yoktan var edene Allah’a tercih etmeyecekllerini, ne yaparsa yapsın, hangi kararı verirse versin, baskı altında olsalar da bu imandan dönmeyeceklerini, yaptıkları hatadan tevbe ettiklerini ve bağışlanma dilediklerini beyan ettiler.

Bu........

© Mir'at Haber