SİZİN GİBİ OLMAYACAKLAR.. ALLAH’IN YENİ TOPLULUĞU GELİYOR!
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllüdürler, kâfirlere karşı izzetlidirler. Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın lütfudur; onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi bilendir.”
(Mâide, 54)
Bu ayet, Allah’ın toplum üzerindeki tasarrufunu gösteren bir yasayı yansıtıyor: Din, Allah tarafından korunur; onu terk eden, ihanet eden ya da umursamayan topluluklar dine zarar veremez. Çünkü Allah, ihmal edilen emaneti daha lâyık, daha sâdık ve daha temiz bir topluluğa teslim eder.
Bu ayet yalnızca açıkça dinden çıkanları değil, içten içe inkâr eden münafıkları ve dini hayatından çıkaran gevşekleri de kapsar.
Yani burada sözü edilen “irtidat”, sadece inançtan çıkmak değil; dini terk etmek, pasifleştirmek, teslimiyeti bırakmak ve laikleşmek anlamına da gelir.
Allah kullarına muhtaç değildir. Eğer bir toplum Allah’tan yüz çevirirse, Allah onların yerine daha hayırlılarını getirir.
Bu din, bir topluluğun tapulu malı değil; emanettir. Emanete ihanet edenin elinden alınır, lâyık olana verilir.
“Eğer yüz çevirirseniz, Allah sizin yerinize başka bir topluluk getirir; onlar sizin gibi olmazlar.”
(Muhammed, 38)
Yerine Getirilecek Topluluğun Beş Temel Özelliği
1. Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever.
Bu karşılıklı sevgi, imanın zirvesidir. Kalp Allah’a bağlanmadıkça ne iman tamam olur, ne ibadet samimi…
Bu sevgi sadece dille söylenmekle değil; kalpte Allah’ı birinci sıraya koymakla mümkündür. Kalpte Allah’tan daha sevimli olan her şey, bu sevdayı gölgeler. Allah sevgisinin yerini aile, mal, mülk, makam-mevki aldıysa, o zaman aşağıdaki ayet tokat gibi çarpar yüzümüze!
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız, kazandığınız mallar, kesâda uğramasından korktuğunuz ticaretiniz ve hoşlandığınız evler size Allah’tan, Resulünden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevimliyse, artık Allah hükmünü getirinceye kadar bekleyin.”
(Tevbe, 24)
2. Müminlere karşı alçak gönüllüdürler.
Bu tevazu, kibirden arınmış bir kardeşlik hâlidir. Mümin, mümine yukarıdan bakmaz; onunla yan yana yürür, onunla diz dize oturur, onunla aynı yükü omuzlar. Çünkü müminler birbirlerinden kopuk fertler değil; tek bir bedenin organlarıdır.
“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”
(Müslim, Birr 66; Buhârî, Edeb 27)
İşte bu yüzden, bir müminin derdi ötekinin uykusunu kaçırır; birinin gözyaşı ötekinin yüreğini sızlatır. Çünkü o bedenin adı........
© Mir'at Haber
