ÖZÜNDE CENNET SAKLI
ÖZÜNDE CENNET SAKLI
Sesimi, bu dünyaya savurduğum ilk çığlığı, gönülden duyan sensin. Sesini ilk duyduğum da sen. Varlığımı günler, haftalar, aylarca içinde büyüten sensin. Benim sende olduğumu öğrendiğin andan itibaren bambaşka bir ruh haliyle beni koruyan, kollayan, gözeten sensin. Geceleri meleklerle birlikte ninniler söyleyen sensin. İçten içe sevinci, içten içe sorumluluk duygusunu, içten içe merhameti büyüten sensin.
İbrahim Sadri, benimle birlikte pek çok kişinin duygularını şöyle dile getirir: ‘’Ben seni ilk bildiğimde yağmur yağardı/Önce ellerime sonra gözlerime/Evimize ve kalbime/Ben seni ilk bildiğimde/Anne demeyi öğrenmiştim/ Dünyanın bütün kelimelerinden önce/Kim bilir belki de biraz sevinirsin ben sana Anne diyince diye”
Şimdi de senin yaşadıklarını yaşayanları gözlemlerken şahit olduklarımı yazıyorum: Önce hayata bakışın değişiyor senin. Duyguların, seçtiğin sözcükler, davranışlarındaki incelik en üst seviyeye çıkıyor âdeta. Sen bunu fark etmesen de sana bakanlar bunun ayırdına varıyor. Bir süre sonra sen de bunun doğal bir durum olduğunu kabulleniyor, tuhaf gibi gördüğün pek çok şeyi sen de normal karşılıyorsun. Sen can içinde can taşıyansın. Annesin sen!
Hayatın özüsün. Hayatı idame ettiren duyguların toplanma alanı senin yüreğin. Merhamet, fedakârlık, sevgi, saygı, çaba, özveri, hassasiyet, zorluklara karşı mukavemet… ve diğer duygular seninle anlam kazanır. Sen; çocuklarını kaybeden Eyyub’un yanında metanet gösterensin. Can paresi, evladı Musa’yı Allah’a ve nehrin sularına emanet edensin. İsa’yı bir mucize olarak doğuransın, alemlerin efendisini dünyaya getirensin, aynı zamanda onun soyunun devamını sağlayan Hatice’den, Fatıma’dan izler taşıyansın. Öylesine mukaddessin, azizsin, yücesin. Annesin sen!
Acıları sevgin ve metanetinle hafifletensin. Doğu Türkistan, Gazze, Ukrayna, Arakan, Somali ve daha nice coğrafyalarda yaşanan acıları feryatlarınla dünyaya duyururken çevrendekilere sabrın........
© Mir'at Haber
