menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İNSAN OKUDUĞUNUN ÖZETİDİR 1     

10 1
20.09.2024

Ömrünün ikindi vaktinde bir parkta elindeki kitabı okumaya çalışırken yanına usulca oturan gencin sorusuyla başını kitaptan kaldırdı. Önce soruyu anlamamıştı. Gence, bir daha sorar mısın, dercesine baktı. Genç, ona okumayı kendisinin de sevdiğini söyledikten sonra insanların okuma serüvenlerini merak ettiğini ve eğer vakti varsa ondan kendisinin okumaya nasıl başladığını dinlemek istediğini söyledi. Delikanlıyı sevmişti. Uzun zamandır okuma merakı olan biriyle karşılaşmamıştı. Keyifle anlatmaya başladı:

Okumak, benim yeni insanlar ve yeni yerlerle tanışmama vesile olan yolculuğumdur. Yalnızlığıma son verme eylemi de diyebilirim. Geriye dönüp baktığımda hayatıma ne çok insan girmiş ve ne çok yer tanımışım diyorum zaman zaman. Sonra bir kitabevine düşürünce yolumu oradakileri gördüğümde tanışmam gereken ne çok insan ve tanımam gereken ne çok yer varmış, diyerek yeniden okumaya hevesleniyorum. Böyle olunca da kendime soruyorum: İyi bir okuyucu muyum? Sanmıyorum.

Nasıl başladı yolculuğum, onu iyi hatırlıyorum. Harfleri tanıyıp onları da birbiriyle ikişerli, üçerli ve daha çoklu sayılarda tanıştırıp kelimeler, cümleler oluşturmaya başladıktan sonra cümle gruplarını daha çok tanımak için arayışlara girdim. Önüme ne gelirse onu adına okumak denen eyleme maruz bıraktım. Bu bazen bir gazete parçası, bazen bir tabela bazen de bir arabanın üstündeki yazı olabiliyordu. ‘’Kitap’’ kavramı bizim için o zamanlar sadece okuldaki ders kitaplarından ibaretti ve karneye yansıyacak notların yüksek olması için ‘okumak’ zorunda olduğumuz ağır yol arkadaşlarımızdı. Çantaya sahip bir şanslı isek orada ya da bir bez torbada taşıdığımız yol arkadaşlarımızdı. Naylon poşetler henüz istila etmemişti dünyamızı.

Ders kitapları dışında düzenli okuduğum ilk ürün; evimizin duvarına özenle asılan ve sayfaları her gün düzenli olarak ve özellikle yatsıdan sonra koparılan saatli maarif takvimiydi. Hangi yıldı hatırlamıyorum ama. Orada tefrika edilen ve yazarını da şu an hatırlayamadığım ‘’Tozkoparan’’ isimli tarihi romanı sabırla ve bir ‘arkası yarın’ heyecanıyla okumuştum. Okçulukta ‘toz’un yaya sarılan sırma olduğunu ve tozkoparan olmak için çok güçlü olmak gerektiğini o takvim yapraklarından........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play