menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KUR’AN’A GÖRE YAŞAMAK NE DEMEK? GAZZE ÖRNEĞİ

13 1
thursday

Günümüz İslam dünyasınin içinde bulunduğu durumla Kur’an’ın müslümanlara ilişkin yaptığı tasviri bir araya getirdiğimizde, neden böylesine trajik bir durumda olduğumuzu, neden hasımlarımız karşımızda zillet içinde bulunduğumuzu daha iyi anlarız. “Daha iyi anlarız”dan aslında demek istediğimiz “daha iyi anlayabiliriz”dir, çünkü hakikatte yüzlerce kere veya hergün Kur’an’ı okuyup da dilimizden düşürmediğimiz halde yine de reel durumumuz ile Kur’an arasındaki uçurumlarla ifade edilecek farkı anlayamıyoruz; çünkü Kur’an’ı “anlamak ve yaşamak” için okumuyoruz, Hz. Peygamber (s.a.)’in rivayetlerle gelen sünnet ve siretini de anlamaktan ve peygamber yolunu takip etmekten yoksun bulunuyoruz.

Mesela şu ayete bakalım:

Ve (o mü’minler) haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.” (42/Şura, 39.)

Bu ayet bize açıkça mü’minlerin başta gelen özelliklerinin kendi aralarında dayanışma içinde olmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Kur’an’daki hükümler birbirini açıklar, destekler. Haklarına tecavüz edildiğinde birlik halinde düşmanlarına karşı birleşen müslümanların, bir başka ayetteki tasvirleri, “tuğla taşları”na benzetilmiştir.

En önemli diğer vasıflarından biri mü’minlerin birbirlerini kardeş bilmeleridir (49/Hucurat, 10), kardeş olan mü’minler bir duvarın taşları gibi birbirlerini desteklerler:

Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” (61/Saff, 4).

Mü’minlere topluca, tümüne veya bir bölümüne ya da tek bir ferdine saldırı olduğunda, haksızlığa maruz kaldığında bir araya gelirler, dayanaşırlar, kararlılıkla hak ve hukuklarını savunurlar, tehlikeyi savmak için birlik olurlar. İbn-i Cerir’in aktardığına göre Süddi bu ayete şu anlamı vermiştir: Kendilerine haksızlık edenlere aşırıya kaçmadan ve bilinen sınırları aşmadan karşı koymak üzere yardımlaşırlar (bkz. 26/Şuara, 227).........

© Mir'at Haber