TUNUS’TA NAHDA VE GANNUSİ
Her ne kadar haksız yere liderleri Raşid el Gannuşi hapiste ise de Tunus siyasetinin ana aktörlerinden ve belki de gelecekte Ortadoğu’nun siyasi geleceğini belirleyecek faktörlerden biri Nahda’nın siyaset yaklaşımı ve modelidir. Bu bir yönüyle harici gelişmelere bağlı olduğu kadar, Nahda’nın alacağı tutuma da bağlıdır. Ortadoğu’da izleyebildiğim, Tunus’ta gözleyebildiğim kadarıyla Türkiye dahil İslam Dünyası’nda şekillenecek siyasetin son umut halkası buna bağlı görünüyor, benim önerdiğim Medine Sözleşmesi’yle de yakın ilgisi var..
Sünni havzanın hala fikri, kelami ve fıkhi zeminde arayış içinde olabileceği yegane model Müslüman Kardeşler (İhvan)dir. 1992’de Cezayir’de darbe ile dağıtılmak istendiler, Mısır’da ağır bir darbeye maruz kaldılar (2013), Tunus’ta yine bir darbe ile liderleri hapse atıldı (2023), Filistin’de bütün dünyada temiz vicdanları harekete geçirip İsrail’e askeri olarak da kök söktüren; Sünni, Şii, Zeydi ittifakının sağlayan İhvancı Hamas, şimdi Amerika’nın talimatları doğrultusunda aralarında Türkiye’nin de yer aldığı sekiz ülke tarafından silah bırakmaya zorlanmaktadır. Hamas, Mahmut Abbas’ın Filistin’inden ve siyonist İsrail’den de çok daha demokrattır, 2006’da Carter’in gözlemci olarak katılıp “Seçim düzgün oldu” diye rapor verdiği seçimleri kazandı, ertesi gün 45 milletvekili hapse atıldı. Filistin mücadelesinin yegane meşru temsilcisi Hamas’tır, Hamas başarılı olmasın diye emperyalistler ve siyonistler bölge ülkelerindeki dostlarına Hamas’ı bitirme görevini vermiş bulunuyorlar. Bizdeki yaygın söyleme göre Türkiye, Arap ülkeleri gibi değildir, buna hepimiz inanmak istiyoruz. Umarım Türkiye, bu talimatların hiçbirini yerine getirmez, en azından müstenkif kalır.
Hamas’ın sıkıntısı askeri değil, 24 aydır İsrail, Hamas’ı yenemedi, halen de yenmiş değil, sıkıntı iki milyon 300 bin insanın açlıkla cezalandırılması, tehcire zorlanmasıdır. Bölge ülkeleri “gölge etmesinler” Hamas için yeter.
Şimdi Hamas’ın önünde iki seçenek konuyor: Ya müslüman ülkelerin içinde yaşadığı zillete kendisi de iştirak edip silah bırakacak, Gazze’yi Amerika ve İsrail’e terkedecek ya da son şehidini verinceye kadar izzetle cihada devam edecektir. Ve belki de şanı yüce Allah başka bir imkan halkedip Amerika ve İsrail’in talimatlarına uyan müslümanları utandıracaktır.
Şairin “ve daara ez zamanu a’la Dara (Zaman Dara’nın aleyhine döndü)” dediği gibi bütün bu olumsuzluklara rağmen İhvan, modern zamanlarda müslümanların umudu ve siyasi mücadelelerin ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Mısır ve diğer müslüman ülkelerde İhvan tecrübesi üzerinde oryantalistler ve batılı İslamologlar çok yönlü araştırmalar yapmışlardır, el’an da yapmaya devam ediyorlar. Radikal müslümanlar, Selefiler, muhafazaka”rlar, sağcılar, gizli veya kripto milliyetçi/kavmiyetçi İslamcılar Amerika ve İsrail’le uzlaşırken, sadece İhvan direnmeye devam........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein