menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ÖVÜNMEK VE DÖVÜNMEK ARASINDA İZNİK

408 0
28.11.2025

ÖVÜNMEK VE DÖVÜNMEK ARASINDA İZNİK

Papa’nın gelişi üzerinden İznik konsülü üzerinden bir tartışmadır gidiyor. Tartışma Teolojik olmanın ötesinde Politik zeminde devam ediyor. Tartışmanın odağında Vakitan, ABD ve Rum Ortodoks kilisesi var. Karşısında ise Noel Baba vakfı ve Mustafa Kemal’in armağanı, mirası olarak korunan, Cemaatsız bir kilise de olsa Türk Ortodoks kilisesi var. Türk Ortodoks Patrikhanesi de aslında sürece teolojik açıdan değil, politik açıdan yaklaşıyor.

Aslında Osmanlı Fatih sonrası Katolizme ve Protestanlığa karşı Ortodosk’luğu himayesine almaya çalışsa da, Tanzimat’tan sonra bu konuda da kontrolü kaybetti. Osmanlının son döneminde, Anadolu’nun dört bir yanında Amerikan, Avrupa, Protestan ve Katolik kollejleri açıldı ve Ortodoks unsurlar batının yanında Osmanlıya karşı kullanılmaya çalışıldı.

Oysa Fatih, Konstantinapolis’i Latin işgalinden kurtardığı için Bizans İmparatoru ilan edilmişti. İstanbul’da Ermeni birliği ve Patrikliğini kuran da Fatih Sultan Mehmed’ti. Kudüs Emanname’si verildiğinde Kudüs’te Süryani kiliselerinin başlarını toplayıp, Süryani Birliğini kuran da Hz. Ömer’dir.

Alparslan’ın Anadolu’daki askerleri arasında Bizans’ın ağır vergileri ve zorla askere alması karşısında bölgedeki gayrimüslim unsurların çoğu Müslümanların safında yer almıştır. İstanbul’un fethinde de aynı durum söz konusu.

Bizim de mesela tarihi ve kültürel miras olarak mesela “Harim Kalesi”, Selahaddin Eyyubi’den önce Türkmen Artuklu’lar ve özellikle Nureddin Zengi (1146-1174) tarafından Haçlılara karşı üs olarak kullanılmıştır. “Bagras kalesi” gibi bölgede başka kaleler de var. Bir başka örnek, “Süleyman Şah türbesi” Türbe, güvenlik ve baraj suları nedeniyle üç kez taşınmıştır. Her seferinde Suriye topraklarında kalmış, ama sonuncusunda, 21 Şubat 2015’de “Şah Fırat Operasyonu” ile geceleyin Hatay Akçakale yakınlarına taşındı. 1939’da Caber Kalesi’nden ilk taşınma Fransız mandası döneminde gerçekleşmişti, 1975’de ise Suriye’nin Tabka (Teşrin) Barajı suları altında kalma riski nedeniyle Karakozak Köprüsü civarına, Fırat’ın doğu yakası taşınmış, Yeni bir türbe ve karakol inşa edilmişti.

Mesela İran Irak topraklarındaki Necef ve Kerbelayı kendisi açısından çok özel bir bölge olarak görür. Biz de Kudüs-ü şerif, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvereyi başka ülkelerin sınırları içinde olsa da, çok üst seviyede ilgi ile sahibleniriz.

Biz Myanmar’ın Mandalay Bölgesi’nde, Meiktila ve yine Myanmar’ın Magwe Bölgesi’ndeki Thayetmyo (Tayetmo) kasabasındaki Şehidliği kendimiz için özel bir aidiyet duygusu ile sahibleniriz. Avusturyalıların ve İngilizlerin Çanakkale’deki mezarları, Japonların Nemrut Dağı’na, Ermenilerin Ağrı Dağı’na ilgilerini hatırlayalım.

Vahiy Coğrafyasına bir bakalım. Kur’an-ı Kerim Tevrat, Zebur ve İncil’deki coğrafi bilgilere bir bakalım. Mesela Hristiyanlık, Tarsus’lu Saul (Sonraki adı Petrus) tarafından Hz. İsa’dan 50 yıl sonra Hatay’da kuruldu. İlk mabed de burada inşa edildi. 2 İncilin yazıcısı Yuhanna ve Matta’nın mezarları Habibünneccar camii’nin girişindedir.. Hz. İsa yaşarken ona iman eden ilk ve tek kral Edese (Urfa) kralı idi. İznik konsülüne gelene kadar, Egedeki 7 kilise bölgesi, aslında kıyametle........

© Mir'at Haber