menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ÜMMET OLMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER 2

13 1
22.04.2025

Doğru, sahih ve sahici bir ilişki kurmayı başaramayan bir zihnin Müslümanlığı faziletli/ahlaki bir zeminde inşa etmesi giderek zorlaşacaktır. Bu yüzden ilk hamle muttaki bir kulun kendi bütünlüğü içinde varlığını idame edecek bir entelektüel ahlaki yapının eksikliğini kavrayarak bu konuda sağlam, güçlü ve hakikatli bir çalışma ortaya koymak şart olmuştur. Bu noktada ilmi bir ahlaki zafiyetin varlığı ürkütücüdür.

Herhangi bir tartışmaya tanık olduğunuzda konuşulan konu ile ilgili usul eksikliğini hemen fark edersiniz. Ardından konuya daha çok ezber klişe yargılar ve algılar üzerinden yorum yapıldığı far edilir. Konu daha çok kişinin tutumunu belirleyen siyasi yaklaşımının tesiri altında biçim kazanır. Bu ise hakikatin, doğrunun, gerçekliğin var oluşuna güçlü bir muhalefet olarak öne çıkmasını sağlamaktadır. Bu noktada veri ile bilginin, reel ile gerçekliğin, gerçek ile hakikatin farkındalığını anlamadan görüş ileri sürmenin sakıncalarını her tartışma zemininde görmemize neden olmaktadır. Bilgi konusundaki temel zaafı gidermenin yolu; kişi, söylediği şeyi bilmeli, muhatap ise söylenen şeyi doğru anlamalıdır.

Müslüman fert, her türlü seküler bilginin etkisinden kurtularak kendisi olma yoluna girecek bir bilgi ahlakını inşa etmekle yükümlüdür. Âlimler bu yükümlülüğün odak noktasını teşkil eder. Entelektüel havza ile aydın kesimi de bu çerçeve içinde yeniden konumlarını gözden geçirmeyi akletmelidirler.

Kulluğun gereği olanı yapabilme iradesi ve istidadı konusunda taşınan zaafın oluşturduğu ahlaki zaafta ümmetin birliğini kurmada bir engel olarak öne çıkmaktadır. Burada müslüman kavramının muttaki kavramı içinde müslim, mümin, muhsin ve muhlis olma hüviyetini tam idrak ederek oluşturulacak bir ahlaki karakterin ümmetin inşasındaki temel umde olarak varlık kazandığını bilecek bir kıvama gelmeliyiz. Fertten takvaya yönelen bir ahlaki sıçramaya ihtiyaç vardır. Bu noktada ilahi rızayı eksene alan ahlaki yapının ciddi bir eksiklikle bütünleştiği gerçeği yüreğimizi acıtsa da doğrudur. Ahlak, en temel vasfıdır müslüman insanın… Ahlaki zafiyet imani zaafiyeti taşır. İman olmadan ise hiçbir şey olmayacaktır. Bu yüzden ahlaki zaafiyeti giderecek adımlar atılması, modern sapma ve hurafeler karşısında direnç sahibi olmak ve modernliğin şeytani tuzağına düşmemek asli bir sorumluluktur.

Cemaat olamayanın ümmet olma vasfı kazanması giderek zorlaşacaktır. Müslüman fert, cemaatin varlığını, sürekliliğini ve gelişme sürecini kendi sorumluluğu olarak üstlenmesindeki zafiyet ümmet olma şuurunu da etkilemektedir. Bu noktada feragat ve fedakârlık edecek bir ahlaki yapının zafiyeti giderecek........

© Mir'at Haber