menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Oyun üstüne Oyun Kurmak ve Ümmetin Yeniden Dirilişi…

10 1
11.03.2025

Batılı devletler, oyun üstüne oyun kurmakta pek mahirdirler… Onlardan ders alan yeni aktörlerde benzer bir konuyu gündemleştirerek kendilerini haklı çıkarmanın yollarını döşemekte kararlılar. Kirli propaganda yöntemlerinin kullanılması ise zaten pek bilinen bir şeydir.

Kaotik bir zemine doğru sürüklendiğimizin bilinci ile hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu ancak karşı karşıya kaldığımız çatışma, bölünme ve ölümlerle anladığımızda geç kalmış olacağız. Bu kaotik zemin her zaman yeni bir düzenin ipuçlarını sunmaktadır. Kriz giderek derinleştirilmektedir. Uluslar arası siyasal sistemin krize girmesi, batılı değerlerin ve kavramların içinin boş olduğunun ayan beyan açığa çıkması ve yeni aktörlerin öne çıkışı ile birlikte yeniden bir hamle ile istediklerini almaya çalıştıklarını görebiliyoruz, kendilerini sistemin sahibi sanan erkler…

Batı, Avrupalı değerler üzerinden kendi dışındaki dünyayı kendilerine köle kılma adına onları parçalayacak işler yapmaya devam ediyorlar: Mezhep çatışması, din çatışması, etnik çatışmalar… Uzun zamandır, ele geçirmek istedikleri topraklarda etnik ayrımlar, erkek kadın ayrımı, mezhepsel çatışmalar, inanç çatışmaları vesaire ile kendilerine adam devşirmeler ve böylece orada iktidar üzerinden bir hegemonya kurarak oranın yer altı ve yer üstü zenginliğini ele geçirmek istemektedirler. Modern tarih boyunca bunları uygulayarak elde etmek istediklerini elde ettiler. İlk kez Gazze meselesinde bataklığa battılar. Bütün dünya, iktidar erkleri tarafından sessiz kalmasına rağmen vicdanlı insanların ayağa kalkması ve özellikle Gazze halkının kahramanca direnişi ile istediklerini elde edemediler. Soykırımın her türlüsünü uyguladılar. Ambulanslara saldırdılar, yaralıları tedavi olmaktan alıkoydular, okulları kapattılar, kadın ve çocukları taammüden öldürdüler, gazetecileri öldürdüler, aç, susuz bıraktılar. Ama bu kahraman halk direndi. Ve batılıların ne kadar gereksiz insanlar olduklarını bütün dünyanın suratına çarptılar.

Önce ulusalcılık diye bir şey çıkardılar. İmparatorlukları parçaladılar. Sonra ulus kavramını ırk/etnisite olarak betimlediler ve böylece ulus devletleri kendi kontrolleri altına almak için demokratik siyaset, özgürlük vesaire ile halkları böldüler ve parçaladılar. İktidarları kendilerine boyun eğer hale getirdiler. Bölgesel dayanışmayı engellemek için mezhepler çatışmasını körüklediler. İran ve Türkiye gibi ülkelerin birlikte hareket etmelerine mani olmanın siyasal yollarını döşediler. Buna rağmen, bölgesel zeminde kendilerinin kontrolünde olan iktidarları korumaya aldılar. Eğer, kendi iktidar erkleri devrildilerse veya seçim kaybettilerse, yeni bir darbe ile iktidarı kendi yandaşlarına vermeye çalışıyorlar. Bunun bir sürü örneği hala hafızalarda ve bugünün gerçekliği olarak önümüzde durmaktadır.

© Mir'at Haber