menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GAZZE DİRENİŞİ VE MÜSLÜMANLARIN AHVALİ

13 5
06.05.2025

İki yıla yaklaşan bir katliam ve soykırım girişiminin sonucunda, aç, susuz ve her türlü saldırıya maruz kalan Gazze halkı, müslüman kimliğini tamlık içinde taşıyarak kendisini İslam gibi şerefli bir dinin temsilcisi kılacak eylemliği inşa etmiştir. Gazze dışında kalan Müslümanların kahır ekseriyeti ise İslam gibi bir dinin şerefini taşıma konusunda ciddi zaaflar taşıdığı açıkça gözlenmektedir. İktidar ve halk olarak Müslümanlar, gereken iradeyi ortaya koyamadığı gibi İsrail zulmüne karşı bir tavır da geliştirmekte zaaf taşımaktadır. Dünyada vicdanlı insanlar ile Müslümanların ekalliyeti tepkisel tavırlar geliştirerek gündemleştirmeye ve bir çözüm arayışına zemin oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ama bu çabaların da bir karşılık üretmediği açık olmakla birlikte yaptıkları eylemler ile kendi imanlarının göstergesi olacak işler yapmaları ise takdire şayandır.

Niçin bu haldeyiz?

Özgürleştirilmesi beklenen modern dünyanın ‘köleleştirici’ unsurları işe yaramıştır. İnsanlar, kendi çıkarları dışında hareket etmeyi bir ahmaklık olarak görmekte ve eğer bir eylem yaparsa bile isteksizce yapmakta olduğu için etkin bir tavır geliştirmeye imkân sunmamaktadır. Müslümanların iktidarlar aracılığı ile ve modern kültürün başat karakteri sayesinde modern özne olmayı müslüman fert olmaya yeğ tutmaları yüzünden yeterli oranda ve yeterli bir irade tarafından beslenen tepkiler ortaya koyamadıkları için sonuç değişmemektedir. Ürdün, Lübnan, Suriye ve Mısır kadar Türkiye’de de milyonlar ayağa kalkarak bu katliamın ve soykırımın durdurulması için gereken adımları atamadıkları için taktik ve strateji arasında kalan bir makasta İsrail soykırımına devam ederken cepheyi genişleterek sürdürmektedir. Söylem yerine eylemin açığa çıkmadığı iktidarlar ise sert söylemler aracılığı ile sadece kendi vatandaşlarının vicdanlarını serinletme çabasını sürdürmeye devam etmektedirler.

Müslümanların, seküler kültür tarafından esir alınmasının gerçek bir zeminde gündem olamaması ise en büyük engel olarak Müslümanların önünde durmaktadır. Müslüman olduğunu sanan kalabalıkların kahır ekseriyetinin ise seküler kültür tarafından biçimlendirilmiş algılar tarafından yönetildiğini görmek zor olmasa gerek! İslami hareketlerin ise yürüyüş ve yardım dışında yapabilecekleri bir şey bulamamaları ise başka bir sorun alanı olarak önümüzde durmaktadır.

Kendisi olamayan, imanın gereğini yerine getirmek bir tarafa ne olduğunu tam olarak idrak edemeyen bir neslin ise geriden geldiğini dikkate aldığımızda bugün Müslümanların karşı karşıya kaldığı katliamların yarın daha büyük olanları ile yüzleşmek zorunda kalması beklenmelidir. Arakan, Eritre, Keşmir, Afganistan,........

© Mir'at Haber