Doğru Bir Değerlendirme Ölçütüne Giriş…
Herhangi bir konuyu ele alırken elimizde doğru bir değerlendirme ölçütü bulunmalıdır. Yoksa söylenenlerin konu ile ilgisi kadar ilgisizliği de önem arz etmeyecektir. Yani insan, bir konuda kafasına eseni söyleyerek o konu hakkında bir görüş ileri sürmüş olmamaktadır. O yüzden etrafımızda görüş ileri sürenlerin kahır ekseriyeti ne söylediğini bilmeyen insanlarla dolu olmaktadır. Görüşler havada uçuşmakta… Ama dişe dokunur bir şey ortaya çıkmamaktadır…
Herhangi bir konuyu ele alırken onun ‘kendi dünya görüşü’ içindeki konumunu bilmek elzemdir. İnsan tanımını ele alalım; Modern Dünya görüşü ve tasavvuru ile İslam Dünya Görüşü ve tasavvuru arasında dağlar kadar fark vardır. Konu öncelikle hangi dünya görüşünün içinde tanımlandığı dikkate alınmalıdır. İslam’ın insan tanımı ve konusu içinde mesele ele alınmışsa, konuya yönelik eleştirinin hangi sistem ve sistematik yapı üzerinden yapıldığını ayan beyan ortaya koyarak söylenen sözün kıymeti ortaya konmalıdır. İnsan tanımına yönelik İslam üzerinden yapılmış bir açıklamaya, modern dünya görüşü içinden cevap vermek ama bu cevabın muharrik gücü olan modern batı düşüncesi ve dünya görüşünü dikkate sunmadan yapmak birçok yanlışa kapı aralar.
Bu noktada doğru bir iletişim için kişinin ne söylediğinin hem kendisinin bilmesi elzem iken hem de karşı tarafa ne söylediğini tam olarak aktarması gerekir. Bu yüzden da bir cümle kurulduğu zaman, bu cümlenin neye tekabül ettiğini ve hangi dünya görüşü içinde tanımlandığı kadar, o dünya görüşü içindeki farklı yaklaşımlar var ise o yaklaşımın da temel kodları ifade edilmeli ki, söylenen cümlenin anlamı tam olarak tezahür edebilir hale gelsin. Örneğin, İslam Düşüncesi içinde insan tanımının Mutezile yorumu ile selefi yorum arasındaki farkı bilmeden, bir Mutezile mensubunun yaptığı yorumu mutlak bir görüş gibi ileri sürmesi, İslam Düşüncesi geleneği ile uyumlu değildir. Aynı şey modern düşünce için de geçerlidir. Modern düşünce geleneği içinde varoluşçu bir yaklaşım ile pozitivist veya rasyonel bir yaklaşım aynı konumu ihtiva etmeyebilir. Ana hatları bir olsa bile farklılıkları söz konusudur. Bu farklılıklar tam olarak bilinmediği zaman o Dünya Görüşünün derinliği tam olarak anlaşılamaz!
İslam Düşüncesi sufi düşünce/İrfan, Kelam, Fıkıh ve İslam Felsefesi gibi temel yaklaşım biçimleri söz konusudur. Bu yaklaşım biçimlerinin kendilerine has özellikleri ehlince malumdur. İslam Düşünce........
© Mir'at Haber
visit website