Dilde şiddet, iletişim becerilerinin zayıflamasıdır
Bir zamanlar ayıp sayılan kelimeler, bugün sokaklarda, ekranlarda ve hatta aile içinde sıradan bir konuşma parçası haline geldi. Küfür ve argo, sadece öfke anlarında kullanılan bir dil unsuru olmaktan çıkıp, gündelik hayatın doğal bir parçası oldu. Bu yeni iletişim tarzı gençler arasında kullanıldığını sanıyoruz; oysa artık yetişkinler arasında da kabul görmeye başladı. Öyle ki her cümlenin sonuna serpiştirildiğine şahit oluyor, kulaklarımızı kapatmadan, dişlerimizi sıkıp duyduklarımız karşısında sakinleşmeye çalışmadan yürüyemez hale geldik.
Dildeki bu değişim basit bir yozlaşma olarak okunmamalı. Dil, yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda kültürel ve ahlâki değerlerimizin de yansımasıdır. Ancak son yıllarda bu aynanın giderek daha fazla kırıldığını görüyoruz. Sosyal medya, popüler kültür ve mizah anlayışı küfürlü konuşmayı "eğlenceli" ve "samimi" göstererek normalleştiriyor. Özellikle gençler arasında küfür, neredeyse normalleşmiş ve bir aidiyet göstergesi haline gelmiş durumda. Dildeki bu dönüşüm sıradanlaşırken sanıldığı kadar basit sonuçlar doğurmuyor. Sözde “eğlenceli” ve “samimi” olmak için tercih edilen bu konuşma tarzı dilde şiddeti doğuruyor. Bu şiddet dilde kalmayıp psikolojik ve fiziksel şiddete dönüşebilir.
Öyle ya kalpte ne olursa dile o vurur, dilde ne olursa eyleme de o dökülür… Bir nevi toplumsal yozlaşmanın en büyük göstergesidir dil. Milli Gazete’nin her ay okurları ile buluşturduğu kadın ve aile dergisi Maaile........
© Milli Gazete
