Temmuzlar sıcak mı sıcak yüzümüz pak alnımız ak
ŞİMDİ KARİKATÜR YOK, ÇÜNKÜ İHTİYAÇ YOK!
Bu karikatürü arşivimdeki dergilerden birinin başyazısının altında gördüğümde, Sayın Bilal Erdoğan’ın bir ekonomist sıfatıyla “Çalışmadan ekmek elden, su gölden yaşamak en güzel hayat mıdır acaba” derken, “Türkiye hiç olmadığı kadar özgür arkadaşlar” tespitini de yaptığı nutkunu hatırladım ve evet, bir belgesi de budur, dedim.
Bu karikatürün çizildiği senenin özelliği ve yaşananlar (27 Mayıs’a tam 50 gün kalmıştır) tarih ve coğrafya kitaplarından okunsun ve incelensin isteriz. Her ne kadar biz özetlemeye çalışsak da o günleri, bazı ayrıntıları atlayabiliriz.
Tarih kitabını anladık ama coğrafya ne oluyor, sorusuyla ilk itirazını yapacaklara, coğrafyanın yanında haritalar kitabı atlası da açmalarını tavsiye ediyoruz. Komşularımızı işgal ederken sınırları da değiştiren, bu arada yöneticilerimize dua ettirmeyi de ihmal etmeyen ve yeni komşumuz olan maket ülkeleri ya da ülke maketlerini de bilmeleri gerekir.
Bu karikatürü çizen sanatçı Necmi Rıza’nın, üst yazısı klasik “Gazeteler” izahlı: ‘’Amerikalı dilsiz bir kız basın toplantısı yaptı.’’
Bana ne Amerika’dan! Bize ne Amerika’nın dilsiz kızından ve basına neyi işmar ettiğinden? Başkanlarını ve artistlerini bildiğimiz Amerika’nın dilsiz kızlarını da mı bileceğiz?
Karikatürün sebep cümlesini okuyanların aklına böyle sorular gelmez, dolayısıyla cevap ihtimalleri de üretmezler.
Orada Amerika deniyorsa, anlaşılacak olan Türkiye’dir. Herkes bunu bilir. Zor kabulcülere ise karikatürün alt yazısı yol göstermektedir: ‘’Dilsiz dilliler!’’
Kim bu dilsiz dilliler?
Başlarındaki külah, ellerindeki kalem, önlerindeki not kağıdı, flaşı patlamak üzere olan bir fotoğraf makinası gazeteci sınıfının ispatıysa, hedeflerinde ülkenin başbakanı var demektir.
Sayın başbakanımız bir basın toplantısı yaptığında, biz gazeteciler resimde görüldüğü gibi yerlerimizi alırız. Ellerimizde sedef işlemeli kalemler, ağzımızda hikmetini sual edemeyeceğimiz yasaklar.
Amerikalı dilsiz kız vurgulu karikatüre bakanların, görenlerin, okuyanların ve ben bu ülkede yaşıyorum diyenlerin anladığı işte bu bir tek cümledir.
Amerikalı dilsiz kız simgesiyle anlatılan (Amerikancı) Başbakanın, cevap ve izah yetmezliğinin çağrıştırıldığı o ihtilal bekleme günlerinde, Sanayi Bakanının, ülkemiz üreten bir ülkedir; her gazeteciye ya da konuşacak ağızlara vurulacak asma kilitlerin bir milyon siparişi verilmiştir, yola çıkmıştır, beyanatı var mıdır gazetelerde ve anahtarları kimdedir, gibi sorulara bir cevap tarih kitaplarında mutlaka vardır.
“Türkiye, hiç olmadığı kadar özgür arkadaşlar!” tespitinin korumasında, gölgesinde ve siperinde yaşadığımız bu günlerin ederi, değeri, ittifak güçlendirmeleri iyi bilinsin amacıyla, altmış yıl önce yayımlanmış bir karikatür üzerinden kapalı kapılar arkası yorumları diyeceğimiz bu notları yazdık.
Kimler, kimlerle neler yaşamışlar?
Bu günlere kolay yollardan ve ıslanmadan yürünerek gelinmedi. Herkes duyacak bilecek, saklanmaz gayri bu gerçek; yaprak yaprak, çiçek çiçek…
Tarih ve Coğrafya diyerek başladık, Tabiat Bilgisi dersine geçtik sanılmasın. Gençliğimizde böyle bir şarkı söylediğimiz de hatırladık; kim öğrettiyse gayri.
Bu karikatürden önceki tarihi de var ülkemizin. O günlerin tanıkları da yazmışlar yaşadıklarını, duyduklarını, gördüklerini;........
© Milli Gazete
