menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortadoğu’da savaş var mazlumlar ve o canavar

12 0
21.06.2025

“İnsan korkunca, kendi hayali ona aklı ve kültürü oranında korkulacak canavar üretiverir.

Bu milletin yöneticilerinin hayali canavarı Amerika ile İsrail’dir.

Yıllarca ülke yönetiminde bulunanlar, Dışişlerinde görev alanlar, Amerika’sız ve İsrail’siz hiçbir şeyin olmayacağına inanmışlar ki, cılız bir cesaretten bile bela geleceği korkusuyla, ‘Bana dokunmayın’ anlamına gelen mesajlar yayınlamaya başladılar.”

03 Şubat 2009 tarihli Millî Gazete’deki Gulyabani başlıklı makalesine bu cümlelerle başlamış Mahmut Toptaş Hoca’mız.

“Bu milletin yöneticilerinin hayali canavarı Amerika ve İsrail’dir.”

Toptaş Hoca’mızın bu doğru tespitine bugün yandaş medya sıfatlı basın gücünün kalemşorlarını da eklemek mümkün.

“Geçen hafta ortasında İsrail, İran’ın Genelkurmay Başkanı’nı ve üst düzey komutanlarını öldürdü.

Devrim Muhafızlarının liderini de…

9 seçkin bilim adamını da…

Uyurken veya uyumazken nokta atışlarıyla.

Demek ki İsrail istihbaratı İran devlet aygıtının sinir sistemine girmiş.”

Yaşadığı coğrafyada, “İsrail’in güvenliğinden sorumlu olarak” işe/göreve başlamanın ne manaya geldiğini, katipliğinin hiçbir devrinde sorgulama ihtiyacı hissetmeyenlerin, dış istihbaratı takip güçleri böyle genel ve kaba hatlarıyla yazılıp geçilmiyor; “İsrail öldürdü” propagandasının ayrıntılarını da okuyucusuna sunanlar var o sosyetede.

İnsanın, “Size ne zaman bildirdiler?” diye sorası geliyor.

Üsküdar’daki Saadet Partisi’nin düzenlediği ve binlerce insanımızın tek yürekmişçesine göründüğü “Özgür Gazze” mitinginden habersiz rolündekilerin, hangi tiyatrolarda hangi iddiaları söylediklerini burada (yine) yazacak değiliz. Mesela Amerika’nın, 15 Temmuz’a erken başladık itiraflarını hemen ertesi gün duymuşlardı.

Toptaş Hoca’mızın anlatımıyla yazarsak “Karanlık gecede, kara taşın üzerindeki kara karıncayı gören ve karıncanın ayak seslerini duyan bir tek Allah’tan korkmayanlar” İsrail gücünü “Öldürdü” fiiliyle yaymaya çalışırken tahsisli TV kanallarında, kahvehane cemaatinden bir ihtiyarın “Cephede imişler ki, şehit olmuşlar” cevabındaki itiraz gücünü, canlılığımıza teselli mi saysak acaba?

“Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim” diyordu şairimiz İsmet Özel, “Kanla Kirlenmiş Evrak” şiirinde.

Tepki veren yerlerimizi de mi yok ettik, yahut ettiler? Ne dersiniz?


Geçen hafta sayfamızda “Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük” başlığıyla alıntıladığımız hatıraların birinde, Ümit Çebi’nin anlatımında geçen, “Tayyip Bey çok kindardır ve bunun intikamını almak için 2004,........

© Milli Gazete