menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dağlarda çoban evlerde zenci gemilerdedir iş adamlarımız kim neyi ve nasıl yok etmek istiyor?

11 3
07.09.2024

Bu yılın Mart ayında yandaş gazetelerin hepsinde vardı; 40–50 bin lira maaşa çoban bulunamıyor haberleri. Sonraki aylarda sürü sahiplerinin tekliflerini 100 bin liraya çıkardıklarını da okuduk.

Her dört gençten birinin işsiz olduğu iddiası muhaliflerce hemen hemen her haber bültenlerinde seslendirilirken, çoban maaşlarındaki bu artışa, Cumhur İttifakı hükümetinin enflasyonu düşürme arzusuna set vurmak isteyen dış güçlerin bir operasyonudur gibi bir savunması da olmadı yandaş kalemcilerin.

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerinin bu konudaki sessizliği sürerken, Ticaret Bakanı Sayın Ömer Bolat telefonla katıldığı bir programda halkı bilgilendirmek istemiş. Fakat o, bulunamayan Türk çobanların yerine ikame edilenlerin varlık sebeplerini izaha durunca, konu ulusalcı bir boyuta taşınmış.

“Bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz” beyanatının, “Sosyal medyada bot hesaplar vasıtasıyla operasyonel amaçla servis edilmesi” şikayeti de değil Sayın Bakanın, bizim üzerinde durmak istediğimiz husus.

Çobanlarımızın Afgan olması değil. Cumhur İttifakının Afgan çoban politikası hiç değil.

“Çoban” insanlarımıza bakışları, onları nasıl gördükleri ve niçin kategorize ettikleri sorularına cevap bulma peşindeyiz.

“O arkadaşımızdan çoban bile olmaz.”

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı, bir ilçenin, partilerinden olmayan adayı hakkında bu tespiti yaparak hemşehrilerini uyarmış.

“Ondan çoban bile olmaz!”

Seçim öncesinde haberi ilk okuduğumda, ne sinemada varız, ne tiyatroda diye sızlanan, tükenmeyi kabullenmiş arkadaşlarım geldi aklıma. Birisine tiyatroda varsınız demeliydim; tatmin belgem olurdu.

Kimin ne olacağını demesek de kimin çoban olamayacağını kesin ve net bilen o kişi, rakiplerine gideceği belli bir ilçeyi, yine kendilerine dönecek bir arkadaşına kazandırmayı, iş bu tiyatrosal destekle sağlamıştır.

“Çoban burada, kibir abideleri nerede?”

İktidar gücüne tepki veriyoruz sandırılarak seçim kazandırılan böyle demiş, çoban giysisi bir kepeneği sırtına alarak tur attığı sokaklarda; mağdur rolünden muzaffer başkan rolüne erdiğinde.

Son sahnesinde, olacağını bildiğimiz ve fakat sürpriz sayılan çoban ve kibir abideleri tanımındakilerin kucaklaşması, tiyatronun komedi üsluplu “Kabare”liğini tescil etmiştir.

“Çoban bulamıyoruz.” “Türk gençleri çoban olmak........

© Milli Gazete


Get it on Google Play