menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Acılar ya içimizi yakar, ya da alışkanlıklar yapar

10 0
18.01.2025

“Cumhuriyet Savcılığı yaptığım sıralarda tanık olduğum ve nasıl ben gözyaşlarımı tutmak için çaba göstermişsem okuyucumu da ta yüreğinden yaralayacak olaylardan birini anlatmakla yola koyulsam gerisini getirebilir miyim dersiniz?

Diyelim ki, ben yazmayı başardım. Ama acaba yazdıklarım sizi ilgilendirecek mi?”

Tanık olduğu olayları bir “Anı” kitabında yazmaya bu giriş cümleleriyle başlayan bir Savcı’nın o sorusunu içimde hep canlı tuttum.

“Acaba yazdıklarım sizi ilgilendirecek mi?”

Geçen asrın son on yılındaki bir günde, kitap ve kalemle bağlantılı olayların doğduğu, yaşadığı, havasına kağıt ve mürekkep kokularının yayıldığı Eminönü’nde bir kitap sergisinden aldığım, 400.000 TL yapıştırma etiketli “Bir Savcısının Not Defterinden” (Çetin Yetkin – 1994) isimli kitaptan bu okuyacağınız vak’anın aklımda kalması, içimde hep canlı tuttum, dediğim o soru dolayısıyladır.

‘’Acaba yazdıklarım sizi ilgilendirecek mi?’’

70’li yılların Türkiye’sinde yaşanmıştır.

“Yine Ankara’dayız. Kente topu topu 30-35 kilometre uzaklıkta bir köy. Ama daha hâlâ elektriği yok. Direkler dikilmiş, tellerin bağlanması için ise köylünün parasal katkısı bekleniyor. Muhtar, bu parayı bir türlü toplayıp denkleştiremediklerini söylüyor. Bu soğuk kış günü köye gidiş nedenimiz ise, artık kullanılmayan bir kömür madeninden kömür almaya çalışırken toprak kayması sonucu toprak altında kalan bir köylünün cesedini incelemek, olayın gerçekten böyle olup; olmadığını, kusuru olan biri var mı, yok mu onu araştırmak. Maden, köyün epey dışında. Olay yerine giderken öğreniyoruz ki, bu kömür madeni gerçekte büyük bir tepenin altı. Ancak tepenin eteklerindeki toprak kazılıp eşelendikçe kömür elde edilebiliyor. O gün de köyden bir baba ve oğul, ellerine birer çuval alarak kömür çıkarmaya gitmişler. Ne var ki, ikisi birden tepenin üstünden kopup gelen bir toprak yığını altında kalmış. Hemen orada bulunan ve kendileri de kömür toplamakla uğraşan birkaç köylü ellerindeki küreklerle toprağı açıp önce çocuğu çıkarmışlar, onu kurtarmayı başarmışlar, ama sıra babayı çıkarıp kurtarmaya geldiğinde artık çok geç kalmışlar.

Biraz olsun ısınabilmek için bir çuval kömür uğruna yaşamından olan köylünün cesedi orada öylece duruyordu. Hava kararmıştı. Ceset üzerindeki incelemeyi orada yapamayacaktık. Bir traktörün römorkuna yükleyerek köye getirdik. Ortalık bir yerde traktör durdu. Yere indirdik. Traktör farlarını yakarak cesedi aydınlattı. Görüntü üzücüydü. Adamcağızın her tarafı toprak ve kömür tozu içindeydi, ağzı toprak doluydu. Cesedi soyup incelememiz gerekiyordu. Çevremizde köylülerin oluşturduğu........

© Milli Gazete