menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni çatışma alanı Moldova mı?

19 0
18.05.2025

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya’dan Baltıklara, Güney Kafkasya’dan Doğu Avrupa’ya birçok devlet kuruldu. Bu bağımsız devletlerin ortak özellikleri ise ne dinleri ne dilleri ne de ırklarıydı. Her birinin kesişim kümesi, Sovyetlerin devamı niteliğindeki Rusya’ya karşı denge politikası sağlama zorunluluğuydu. Bu zorunluluğun temel sebebi Avrupa devletlerinin, bölgede Rusya’nın etkisini zayıflatmak için bu ülkelerle çeşitli ortaklıklar kurma talepleri ve Rusya’nın bu ortaklıkları da tehdit olarak algılamasıydı. Batı tarafından, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’ne ve komünizme karşı kurulan NATO da bu yapılanmaların en büyüğüydü.

NATO’yla Rusya’yı çevrelemek isteyen Avrupa ülkeleri, 90’lı yıllardan günümüze Ukrayna’nın bir tür ileri karakol olarak kullanılmasını sağlamak için çeşitli çalışmalar yürüttü. Bu durum 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle nihayete erince başta ileri gelen batılı ülkeler Ukrayna’yı destekleme ve Rusya’nın gücünü kırma kararı aldı. ABD, Almanya, Fransa gibi ülkeler Rusya’dan duydukları endişeyle birlikte büyük bir mali kaynak ayırarak mühimmat, para ve teknoloji desteğiyle Ukrayna’yı desteklediler. Ancak bir yandan Ukrayna sahasındaki savaşın bitmek bilmemesiyle, bir yandan ekonomik çıkar dengesinin Avrupa’yı zorlamasıyla, bir yandan da ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın bu çizgiyi takip etmemesiyle Ukrayna’ya verilen desteğin geleceği bir tür muamma haline dönüştü. Zaten Ukrayna uzun süre önce mağlup olarak anılmaya başlamıştı bile.

Geçtiğimiz hafta Türkiye’de gerçekleşen Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin de esir takası gibi başlıklarda anlaşıldığı halde, hedeflendiği şekilde tamamlanmamış olması ise savaşın nasıl bir seyir izleyeceği konusundaki kafa karışıklıklarını devam ettiriyor.

Avrupa Birliği ve NATO’nun genişleme süreci sözlü güvencelerden öteye geçmediyse de Ukrayna, NATO üyeliği umuduyla cesaretlendirildi. Ancak Moskova’nın işgalle başlattığı süreç, Trump’ın başkanlığına kadar Batı’dan gelen güvenlik garantilerinin bugünkü belirsizliği ve sahadaki durumun durağanlığı, Ukrayna’nın “stratejik cephe........

© Milli Gazete