Orta Doğu’da Tarih Tekerrür mü Ediyor?
1990 yılının Ağustos ayı...
Orta Doğu tarihine kara bir sayfa daha eklendi.
İran-Irak Savaşı’ndan yeni çıkmış, ekonomik olarak bitap düşmüş Saddam Hüseyin, Kuveyt’e karşı ani ve büyük bir işgal başlattı. Kısa sürede Kuveyt toprakları Irak ordusunun eline geçti ve bu hamle, tüm dünyanın gözlerini tekrar bölgeye çevirdi.
Soğuk Savaş’ın son perdesi oynanırken, Sovyetler Birliği ise çöküşün eşiğindeydi.
Mihail Gorbaçov, Amerika’dan devasa bir kredi alma umuduyla dış politikada daha temkinli, hatta Washington’a yakın bir çizgide yol almaya çalışıyordu.
Nitekim Sovyetler, ABD ile birlikte Saddam’ın Kuveyt işgalini sert bir dille kınamıştı.
Bu durum İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana iki süper gücün ortak ses verdiği nadir anlardan biri olarak tarihe geçmişti.
Saddam Hüseyin yalnızlaşmaya başlamış, Arap dünyasından beklediği desteği alamamış tam aksine Arap ülkeleri de işgale karşı çıkıyorlardı. Amerika Birleşik Devletleri baba Bush önderliğinde Irak’a karşı geniş bir koalisyon oluşturmuştu. Kuşatma başlamış: Suudi Arabistan’a, Körfez’e, Akdeniz’e ve Türkiye’deki İncirlik Üssü’ne ABD birlikleri konuşlandırılmıştı. 17 Ocak 1991’de başlayan operasyon, Irak için tam bir felakete dönüştü. Irak ordusu........
© Milli Gazete
