Beyaz Saray’da “Hard Talk”
Geçen Cuma günü Beyaz Saray’dan bütün dünyaya yansıyanlar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky arasında yaşanan diyalog tam anlamıyla şok etkisi oluşturdu. ABD’de başkan değişimiyle birlikte Ukrayna politikasının değişimi en çıplak haliyle gözler önüne serildi. Zelensky “Beni bu yola iten sizlersiniz. Şimdi niye yalnız bırakıyorsunuz” demeye çalışırken, Trump da tüccar siyasetçi mantığıyla Ukrayna’dan alacağı yeraltı kaynaklarını düşünüyor ve savaşın ABD’ye maliyeti üzerinden hesaplar yapıyordu.
Bu arada başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinin Zelensky’e destek açıklamaları ise başlı başına ABD-AB arasındaki çatışmanın su yüzüne çıkmış hali gibiydi.
Son yaşananlar artık uluslararası ilişkilerde, diplomaside farklı bir evreye geçildiğinin işaretidir. Herkes yeni duruma ve fiili kurallara göre kendisini güncellemesi gerekecektir.
Bu noktaya nasıl gelindi? Bugüne kadar neler yaşandı, geliniz şimdi Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşı, Türkiye ve dünyaya yansımalarını bir kere daha hatırlayalım.
Takvimler 20 Şubat 2022’yi gösterirken Rusya’nın Donetsk-Donbass bölgesine yaptığı saldırıyla birlikte dünyada kanlı bir çatışma daha başladı. Başta bölgesel bir operasyon algısı yürütülmeye çalışılsa da savaş Ukrayna’nın içlerine, Kiev’e kadar uzandı. Her iki ülkenin de onbinlerce kayıp vermesine neden olan savaş beklenenden uzun sürdü ve savaş Ukrayna topraklarının yaklaşık ’lik bir bölümünün Rus kontrolüne geçmesine neden oldu.
Rusya-Ukrayna Savaşı sadece iki ülkenin kaderini değil; küresel siyasi, ekonomik ve stratejik dengelerin de kökten değiştiği bir sürecin başlangıcı oldu ve savaşın hemen ardından Rusya, tarihinin en büyük yaptırımlarına maruz kaldı. Pek çoğumuz uygulanan yaptırımların Rus ekonomisini çökertip çökertmeyeceğini tartışırken, Ruble’nin değerini koruması ve ülke ekonomisinin kendi dinamikleriyle yeniden yapılanması, Rusya’nın ekonomik direncini kanıtlar nitelikteydi. Rusya ise maruz kaldığı yaptırımlara, yaptırımla karşılık vermesini bildi ve Avrupa’yı büyük bir enerji krizine sürükledi.
Öte yandan bu savaş, Avrupa devletlerini derin bir sorgulama sürecine itti. NATO üyesi ülkeler, Rusya’nın ittifak topraklarına saldırması durumunda ne yapılacağı sorusuyla karşı karşıyaydı. Üye devletler Ukrayna’ya verdikleri desteklerle Rusya’yı durdurmaya çalışırken ittifakın içersindeki çatlaklar, güvensizlikler ve stratejik belirsizlikler Soğuk Savaş döneminden bu yana ilk kez bu denli su yüzüne çıkmıştı. Saha dinamiklerine bakıldığında ise Ukrayna adeta bir çıkmaza düşmüş, ne Rusya ne de Batı belirleyici bir sonuca ulaşabilmişti. Üç yıldır devam........
© Milli Gazete
