Öz
“Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Al-i İmran, 200)
Salı
Pencere
“Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık her şeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
İçindeki çocuğa sarıl sana insanı anlatır.” (Sezen Aksu)
Pencerenin kenarında, boş boş dışarı bakıyorum. Nice seneler orada oturdum, hep bir pencereden dışarıya baktım. Pencereler, çerçeveler değişti, kadraja düşen şeyler değişti ama bir şeyler bana hep umudun kaybolacağını söyledi. Ama öyle de olmadı. Yasam varsa umut da hep yanı başındaydı. Üstelik umut etmekten de korkmuyorum. Umut ederek yasamak bir beklentiyi beraberinde getirebilir ama öyle bir beklentiyi barındıracak bir umut ediş değil, hayırlısına varması dileği ile olumlu ya da olumsuz bir akış içerisinde hakikate sadık bir duruş. Hakikate sadık kalma anlamında bir umut. Herkesin sadakati kendisine talep ettiği bir yerde hakikate sadakat zor bir talip olma hali. Her şeyin kendisine sadık olmasını isteyenlerin bütün buna rağmen, hiçbir şeye sadık olmamaları da sadakatin ne denli aletleştirilebileceğinin bir........
© Milli Gazete
visit website