Kürenin Etrafında
“Bir rüzgârdır gelir geçer sanmıştım
Meğer başımda esen kasırgaymış sevgilim
Gönül oyunudur bunun izi kalmaz demiştim
Meğer içimde yanan bir volkanmış sevgilim
Bir gün gelir unutursun demiştin sevgilim
Hicranını uyutursun demiştin sevgilim
Unutmadım, unutmadım
Aşka hasret, sana hasret bekliyorum sevgilim
Gönül oyunudur bunun izi kalmaz demiştim
Meğer içimde yanan bir volkanmış sevgilim.”
Beste: Sadettin Kaynak/Güfte: Ercüment Er/Makam: Segâh/Usûl: Düyek – Semai
***
· “Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben Müslümanlardanım.” (Ahkaf, 15)
· “…Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” (Mü’minûn, 26)
· “...Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum.” (Hûd, 47)
***
· “Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, yaşlılığın getirdiği takatsizlik ve bunaklıktan, kasvetten (katı kalplilikten), gafletten, yokluktan, zilletten, mal ve hayır azlığından, meskenetten (kötü hâlden) Sana sığınırım. Nefsin doymak bilmeyen ihtiyaç hissinden, küfürden, fâsıklıktan, hakka muhalefetten ve ayrılıktan, nifaktan, süm’adan (amelleri insanların duyması için yapmaktan), riyadan Sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzzamdan, barastan ve her türlü kötü ve müzmin hastalıklardan Sana sığınırım.” (Buhâri, Tefsir, 16/1; Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no: 1489; Hâkim, el-Müstedrek, I, 712/1944)
Perşembe
İktidar ve Kültürel Egemenlik
İslamcılar, iktidar ve kültürel egemenlik sorunu, Türkiye ve diğer İslam dünyasında uzun yıllardır tartışılan bir konudur. Bu mesele, modernleşme, sekülerleşme, demokrasi ve dini ideolojilerin toplumsal hayattaki rolü gibi daha geniş kapsamlı tartışmaların bir parçası olarak ele alınmaktadır. Konuyu daha iyi anlamak için birkaç temel boyuta odaklanabiliriz: İslamcılık, dini değerlerin toplumsal ve siyasal düzlemde daha görünür hale gelmesini savunan bir ideolojidir. Bu ideolojinin siyasal iktidar ile ilişkisi tarih boyunca farklı dönemlerde ve coğrafyalarda değişiklik göstermiştir. Türkiye özelinde bakıldığında, İslamcı gruplar özellikle Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde sekülerleşme politikalarına karşı muhalefet sergilemiş, ancak uzun süre iktidar dışında kalmıştır. 2000’li yıllarda ise bu durum değişmiş, İslamcı tonları ağır basan partiler iktidarı elde etmiş ancak bir yandan sekülerleşirken diğer yandan da birtakım göstergeyi gelenek halinde yaşamayı yani görsel bir kültürü yaygınlaştırmıştır.
Bir yandan değerler içeriklerinden soyutlanırken diğer yandan modern hayat ile derinlemesine bir barış sağlama girişimi en uç topluluklarda bile etkili olmuştur. İktidar nimetlerinden faydalanmak için birbirleri ile yarışan toplulukların çoğu olgunluğunu kaybederken giderek kullanılabilir bir aygıta dönüşmüşlerdir. Giderek........
© Milli Gazete
