Herkes, Her Şey
“Para ile her şeye sahip olunacağı söylenir ama olunamaz!
Yiyecek satın alabilirsin, ama iştah alamazsın.
İlaç alırsın ama sağlık alamazsın.
Bilgi alırsın ama bilgelik alamazsın.
Gösteriş alırsın ama güzellik alamazsın.
Eğlence alırsın ama neşe alamazsın.
Tanıdık alırsın ama dost alamazsın.
Hizmetçi alırsın ama sadakat alamazsın.
Boş vakit alırsın ama huzur alamazsın.
Para ile her şeyin kabuğunu alır;
Hiçbir şeyin çekirdeğini alamazsın...” (Arne Garborg)
· “Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah'tır. O, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ankebut, 60)
· “Onlar da: ‘Hamd olsun o Allah'a ki, bize vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz’ derler. Bak ne güzeldir mükâfatı o iyi amel işleyenlerin!” (Zümer, 74)
· “Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır.” (Tirmizî, Zühd 11.)
Cumartesi
Zerre
Daimî, ‘Zerre içinde zerreyim, ben kendimi bilmez miyim?’
“Yani işin sırrı kendini bilmekte…
Değişmek istiyorsan eğer bileceksin kendini.
Neyi terk ettiğini bileceksin.
Neyi terk ettiğini bileceksin ki,
Neye kavuşmak istediğini bilesin.
Şimdi düşünüyorum da,
Bırak bilmeyi
Ben aslında hiç öğrenemedim kendimi.”
(Şahsiyet, replik)
Bakıyorum da yine yeniden sadece kendi kendini dinlemeye, kendini beğenmeye, kendini üstün görmeye başlamışsın. Nasıl yapacağız? Yine başını alıp gitmişsin. Bazen düşünüyorum da biz sana daha ne verebiliriz, sen değil asıl biz akıllanacağız? Söyle bakalım. İnsanların çoğu gibisin. Allah'a inandığını söyleyen ama başka her şeyi ona rağmen yapanlar gibisin. Bin yıl uzaktaki bir topluluğa cahilliği, inkârı sanki mülk olarak verip bütün her şeyi orada bırakmış bir hikâye dinler gibi dinleyenlerdesin. Tam da onlar gibi. Onlar da Allah'ı başuçlarına koyarlarmış ama yanına da başka her şeyi koyarlarmış. Nasıl olacak söyle bakalım. Allah ile baş başa daha bir an olsun kalamıyorlar. Unutuyorsun, unutuyoruz belli her halimizden, Allah var. Allah bu halinle, bu halimizle bizi ne yapar? Ne zannediyorsun? Her şeyi istiyor, hiçbir şeyden geri durmuyorsun, sakınmıyorsun ve daha çok istiyorsun, paylaşmak istemiyorsun, hesap vereceğini hep unutuyorsun. Hesap var, unutma!
Belki de çok fazla kendini önemsiyor, kendini büyük görüyorsun bu yüzden her şeyi yapabilirim zannına kapılıyorsun. Belki de en çok unda yanılıyorsun. Zannediyorsun ki güçten, kuvvetten düştüğümde küçük bir dokunuşla doğrulurum, paçayı kurtarırım. Ama unutuyorsun her zamanki gibi çünkü sana, bana gerekli olan basit bir doğrulma değil, bütünsel bir yenilenmedir. Her alanda bastan aşağı bir yenilenme çünkü doğrulmak ve temizlenmek için zihni, kalbi yenilemek lazım. Ayağa kalmak için temizlik şart. Elbette bu kadar düzensizlik ve bunalım hüküm sürerken nasıl olup da eski alışkanlıkları bir kenara bırakacağım diye düşünüyorsun. Haklısın bu kadar hız ve hırs içerisinde bunu düşünmek de bir iş. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki dünyanın bu hali çoğumuza bir zafer........
© Milli Gazete
visit website