menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Etrafında Kümenin

13 0
23.03.2025

“Sen yârini bî-haber mi sandın

Yoksa seni terk eder mi sandın.”

(Şeyh Galip)

***

· “Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah için doğru dürüst şahitlik yaparak, adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şahitlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa böyle davranın. Çünkü Allah, ikisine de sizden daha yakındır, hâllerini daha iyi bilir. Şu hâlde, sakın adil davranmaktan yüz çevirip nefsin arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip büker, gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün ondan yüz çevirirseniz, başınıza geleceği siz düşünün! Zira Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdardır.” (Nisâ, 135)

***

Cumartesi

Şairin İzinde Özgürlük Arayışı

Mahmut Derviş (Mahmoud Darwish), yalnızca Filistin’in milli şairi olarak değil, aynı zamanda evrensel bir özgürlük ve adalet arayışının sesi olarak kabul edilir. Şiirleri, Filistin’in trajedisini, sürgün acısını, işgali ve özgürlük mücadelesini güçlü bir biçimde ifade ederken, insanın varoluşsal sorularına da ışık tutar. Derviş’in şiiri üzerinden Filistin’i ve özgürlüğü anlamak için aşağıdaki noktalar öne çıkar:

Mahmut Derviş’in şiirlerinde Filistin topraklarına olan sevgi, aidiyet duygusu ve hasret sık sık işlenir. Filistin, yalnızca bir coğrafya değil, halkının kimliğini, kültürünü ve varlığını temsil eder. Örneğin, ünlü “Kimliğimi Kaydet” şiirinde, işgal altındaki bir Filistinlinin kimlik ve direnç söylemi, bireysel ve kolektif bir özgürlük manifestosu hâline gelir: “Benim adım bir addır, yaz onu!/Benim kimliğim taşın altındaki zeytin ağacıdır ve unutulan gökyüzüdür.” Bu mısralar, Filistinli olmanın getirdiği varoluşsal mücadelenin simgesidir. Mahmut Derviş, sürgün acısını derinden yaşamış ve bu acıyı şiirlerine taşımıştır. Filistin halkının yerinden edilmesi, yurtsuzluk ve mültecilik durumu, Derviş’in şiirlerinde evrensel bir boyut kazanır. Bu durum, Filistin’in özgürlük mücadelesini, evrensel bir haksızlık ve adalet arayışı üzerinden ele almasına olanak tanır. “Burası benim yurdum değil” ya da “Bir gün döneceğiz” gibi dizeler, sürgünle ilgili bu duygu yoğunluğunu taşır.

Derviş’in şiirlerinde özgürlük kavramı, bireysel ve kolektif bir hak olarak yüceltilir. Filistin halkının işgal ve zulüm karşısındaki direnişi, şiirlerinde sık sık bir onur mücadelesi olarak vurgulanır. Ancak bu direniş, yalnızca silahlı bir mücadeleye indirgenmez; dil, kültür ve hatıralar yoluyla bir varoluş mücadelesi olarak da sunulur. Örneğin, “Duvardaki Ay” şiirinde Derviş, Filistin’in özgürlüğüne duyulan özlemi metaforlarla zenginleştirir:“İşte özgürlüğümüz: Düşlerin kırılgan topraklarında, /Ama bir gün dönecek bu hayaller, /Ve gerçek olacak.”

Derviş’in şiiri, yalnızca Filistin’e özgü bir mücadeleyi değil, evrensel bir adalet arayışını dile getirir. Onun şiirleri, zulüm, ayrılık ve haksızlık karşısında tüm insanlığı kapsayan bir dil oluşturur. Filistin, Derviş’in kaleminde bir metafor hâline gelir; özgürlükten mahrum bırakılmış herhangi bir halkın veya bireyin temsilcisidir. Derviş’in şiirlerinde Filistin doğası, kültürü ve gündelik hayatı yoğun bir estetik duyarlılıkla işlenir. Zeytin ağaçları, deniz, güneş ve gökyüzü, Filistin kimliğinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Şiirlerinde bu imgeler, kaybedilen vatanın güzelliklerini ve ona duyulan özlemi ifade eder. “Zeytin ağacı benim bayrağım, /Denizle konuşan bir halkın mirasıdır adım.” Bu imgeler, Filistin’i özgürlük ve aidiyet kavramları üzerinden betimleyerek halkın belleğini canlı tutar. Derviş’in şiirleri, acı ve trajediyle dolu olmasına rağmen umudu hiçbir zaman kaybetmez. Özgürlüğe olan inancı ve Filistin halkının geleceğine dair iyimserliği, şiirlerinde yankılanır. Bu umut, bireysel bir direncin ötesine geçerek, kolektif bir dayanışmayı besler. “Bir gün döneceğiz, / Zeytin dalları arasında bir sabah, / Ve güneş, başımızda özgürlüğün sesi olacak.”

Mahmut Derviş’in şiirleri, Filistin’in özgürlük mücadelesini, bir halkın acılarını ve direnişini anlatan güçlü bir edebi mirastır. Ancak bu şiirler, aynı zamanda evrensel bir insanlık dramını ve adalet arayışını da temsil eder. Derviş’in şiiri, Filistin’in bir halk olarak varlığını sürdürmesinde, kimliğini korumasında ve özgürlüğünü hayal etmesinde hem sanatsal hem de manevi bir güç olmuştur. Filistin’i ve özgürlüğü anlamak için Derviş’in şiiri, bir tarih kitabı kadar kıymetli bir kaynaktır.

Pazar

Narsizmin Kollarına Doğru

Teknolojinin hızlı gelişimi ve dijitalleşme, insanların kendilerini ifade etme biçimlerini köklü bir şekilde değiştirdi.........

© Milli Gazete