Emare
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisâ 135)
*
Ebu Hureyre (R.A.) şöyle rivayet etmiştir; Resulullah (S.A.S.) şu duayı okurdu: “Ya Rabbi, her işimin koruyucusu bulunan dinimi, içinde huzuru ilâhiye dönüşüm içinde olacak ahiretimi iyi kıl. Hayatı, her türlü hayrı artırmaya, ölümü de her türlü zarardan rahatlamaya vesile kıl. (Âmin)”
(Riyazü’s Sâlihin)
Perşembe
“Zaman hep galiptir”
“Kadim bir yokluk bilgisi ışıdı bende.
Sofrada boş tabaklar. Duvarda hep o büyük saat.
Babam öleli yıllar oldu.
Meryem’i bir ben bildim.
Duha suresini birlikte duyduk. Hatice’yi ilk biz kutladık.
Sonra gitti. Kayboldum. Levhasız, asasız
Musasız bir çöl kavmi gibiydim artık.”
(Ali Emre)
Günler birbirini kovaladıkça çoğunlukla kendimizi güncelliyoruz ve anlıyoruz ki hiçbir şey yerinde sabit kalmıyor. Bostan ve Gülistan her zaman okumaktan ayrı bir keyif aldığım bir eserdir. Bu aralar masamın üzerinde bana göz kırptıkça hem kendime hem de çocuklara okumaya gayret ediyorum. Geçen bir hikâyeyi okurken tam da bugünlere dair bir mesel olarak geldi bana. Şeyh Sadi’nin örneği şöyle; “Bir topluluğun yönetimini üstlenmişsen sana bir şey hep yasaktır: uyumak. Gafletle uyumak bir sultan için ne kadar tehlikelidir.
Ey Sultan!
Sürekli halkını düşün. Onun mutluluğunun nerede olduğunu araştır. Düşkünlerle, öksüzlerle, yaşlılarla, yoksullarla ve çocuklarla özellikle ilgilen. Onları koru. İhtiyaçlarını gidermeye çalış. Onların sevinci senin sevincindir. Zaman daima galip gelir. Sana da sıra gelecek, sen de dünyadan geçip gideceksin. İyi niyetle yapılan nasihat hastalığı iyileştirmede ilaç gibidir.” Sadece kendisini haklı görenler için güzel bir öğüt. Zamanın talebeliği zordur ve çoğunlukla gaflet nedamete dönüşmüştür.
Günlerin aldatıcı seyri içerisinde yol alırken hayata daha insani ve irfanı noktadan yaklaşmak bir zarurettir. Hele böylesi standartlaşmanın ve sıradanlaşmanın yoğunlaştığı zamanlarda yolu aydınlatacak nasihatlere ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Onun için birbirini dinlemeyen sadece bildiğini okumak isteyenler hep zaman........
© Milli Gazete
visit website