menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Korkuyu korkutmak gerek

32 1
yesterday

Fare, bir gün sihirbaza gitmiş, “Kediden korktuğunu ve kendisini kedi gibi büyütmesini” istemiş.

Fare, kedi gibi olmuş ama bu sefer köpekten korkmaya başlamış.

Fare, köpek şekline dönüştürülmüş, bu defa da aslandan korkmaya başlamış.

İçinde farelik durduğu sürece o korkmaya mahkûmdur.

Adam, deliye nasihat ediyor, “Bak mahallenin çocuklarına taş atma” diyor.

Deli, adamın sözünü tutuyor, taş atmıyor ama kulaklarını koparıyor.

Deliye her gün nasihat edeceğine bir deli doktoruna götürse de tedavi ettirse daha faydalı olurdu.

Mekke’de nazil olan ayetlere baktığımızda hep kâfirin küfrünün tedavisine yönelik ayetlerdir.

Sevgili Peygamberimiz, Ebu Cehil’e gidip de, “İçki içme, zina etme, adam öldürme” demiyor. “İman et, kurtul” diyor.

Ebu Cehil, kâfirliğinde devam ettikçe o pislikler ondan kaynamaya devam edecektir.

Ebu Cehil, bir garibin malına el koyar.

Sevgili Peygamberimiz, Ebu Cehil’in evine kadar gider, o garibin malını alıverir.

Bu, geçici olarak o garibin hakkını korumaktır.

Bunlar yapılmalıdır. Ama köklü çözüm insanın iç dünyasını, zihniyetini değiştirmektir.

Farenin büyüdüğü halde korktuğu gibi kendini büyük gördüğü halde en küçük şeylerden korkanlar güven içinde olamazlar.

İnsanların, devletlerin güven içinde yaşayabilmeleri için........

© Milli Gazete