Gönül tarlalarına saçalım bütün ayetleri
Miladi takvime göre 628 yılında Sevgili Peygamberimiz, Doğu Roma İmparatoru Heraklius’u, Pers İmparatoru Kisra’yı, Habeşistan İmparatoru Necaşi’yi ve diğerlerini ve halklarını İslam’a davet mektubu gönderdiğinde ilk defa sevgili peygamberimizden haber almıyorlardı.
20 yıldır Konstantin, Şam, Basra ve Kudüs arasında gelip giden ve tüccar ve seyyahlar aracılığıyla haber gitmişti.
Şam, Mısır, Bağdat, Antik Atina, Konstantiniye, Roma gibi şehirlerde halkın yüzde seksenini oluşturan köleler arasında kulaktan kulağa bir haber dolaşır:
Arabistan’da bir adam peygamberim diyerek ortaya çıkmış. Kölelerle aynı sofrada yemek yermiş. En kutsal mekân olan camilerinde zenginlerle fakirler ve köleler aynı safta namaz kılarlarmış.
Geriye kalan yüzde yirmi yönetici kadro, askerler, toprak sahipleri ve ticaret erbabı, yüzde sekseni insan yerine koymazlar ve onlarla aynı sofraya oturmazlarken o “peygamberim” diyen, kölelerle aynı sofrada yemek yer ve onları özgürlüğüne kavuşturmanın yollarını ararmış… diye fısıldaşırlarmış.
“Geçti o günler” deme.
İnsanların ömrü biter ama bu din kıyamete kadar, sahibi tarafından korunacaktır.
Bu dine iman eden Gazzeli Müslümanlar, esir ettikleri Siyonistlere, yani evini yakan, öldüren, ekmeğe, suya, ilaç ve ölüme terk eden bu katiller sürüsünü esir alınca, esirlere nasıl muamele edileceğini haber veren Rabbimizin:
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا
“(O ebrar, iyi Müslümanlar) çok sevmelerine rağmen yemeklerini fakire, yetime ve esire yedirirler.
إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ........
© Milli Gazete
