Ağabey diyor ki; işimiz duaya kaldı
Uzun zamandan beri aklımız erdiğince yazdık ve yazmaya devam ediyoruz. Ancak buna rağmen yöneticileri ikna edemiyoruz. Onları sahil-i selamete erdiremiyoruz. Aralarındaki münakaşaları sonlandıramıyoruz.
Çünkü insanlarımızın bir bölümü gibi, idareciler de dünyevileşti. Ebedi hayatı unutmuş gibi bir ömür sürmektedirler. Onları uyandırmak ve kardeşlik hukukuna riayeti sağlamak maalesef nasihatle gerçekleşmiyor. Onun için bu gibi insanları yermekle sonuç alınamıyor. Belki yapacağımız dualarımızın tesiri olur.
Çünkü dua, inancımızın sesidir, ayrıca dua bir umut çığlığıdır. Dua, Yaradan’a çabuk ulaşır. Zira dua, Allah’ın kullarına lütfettiği rahmet ve bereket kapılarının birisidir. Ayrıca dua, kulun halini Allah’a arz etmesidir. O’nun yardımını ve desteğini istemesidir. Dua yerine dürtüklemekle ayakta durmanın kimseye faydası yoktur.
Malum, dua samimiyetle ve ihlâsla Allah’a yöneliştir. Onun için dua müminin silahıdır, aynı zamanda dinin direğidir. Dua, kişilerin kibirlenip, Allah’tan yüz çevirmesine mâni olur. Dua, daralan ruhumuza ferahlık verir. Dua, kötü insanların, nefsin isteklerine mâni olur. Böylece Allah, kuluna iyilerle yürümeyi nasip eder.
Onun için Allah buyuruyor ki: “Duanız olmasa Allah size ne diye değer versin” (Furkân/77) Demek ki bir işte, zoru aşmak için duaya ihtiyaç vardır. Peygamberimiz buyurur ki: “Her kim, dar zamanında duasının kabul........
© Milli Gazete
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)